Bu hikayeleri sırayla okuyun.
Bu hikayeleri sırayla okuyun.
TÜNELİN GİZEMİ
Uzun zaman önce madenciler ''HUBADIE'' mağarasında büyük bir maden almaya giriştiler.Bu mağaraya daha önce kimse girmemişti ve bunun hakkında bir sürü söylenti vardı.Ama içerisinde bir gizem olduğu kesin.Madenciler mağarada büyük bir maden olduğunu biliyorlardı.Bu yüzden mağaraya girdiler.İçeride büyük bir tünelle karşılaştılar ve o günden sonra madencilerden en ufak bile olsa bir haber alınamadı.
Biz de bu haberi duyduğumuzda şaşırmıştık ve tünelin sırrını çok merak ediyorduk.O gece hiç kimse uyumadı ve tünelin gizemini tartıştık.Gece bilgisayardan bu konuyu araştırdık.Çok garipti.Çünkü bir anda ortadan kaybolmuş olamazlardı.İmkansız gibi bir şeydi bu.Bu konuyu kurcalamak hepimizin beynini çok yormuştu.Sonunda uykuya yenik düştük.Sabah uyandığımızda Eren'i yatağında bulamadık.İki saat boyunca Eren'i aradık.Nereye kaybolmuş olabilirdi ki?Bence pek fazla uzağa gidememiştir.Aradık,aradık,aradık ve daha çok aradık.Elimizden geldiğince her yeri aradık.Bir anda Esin'in de olmadığını fark ettik.Daha da çok etrafa bakınca Eren'le Esin'in karşıdaki ağacın gölgesinde oturduklarını gördük.Koşarak yanlarına gidip neden burada olduklarını sorduk.
Esin:
-Ben Eren'i buldum.
Eren de:
-Bu olay benim kafamı çok karıştırdı.
dedi ve şu an için her şey yoluna girdi.Birlikte eve döndük.Evde yemeğimizi yerken bu konu üzerinde konuştuk ve yanımıza gerekli eşyaları alıp mağaraya gitmeye karar verdik.Eşyalarımızı aldık ve mağaraya gitmek için yola koyulduk.Mağaraya vardığımızda bütün eşyalarımız tamam mı diye kontrol ettik.Sonra içeriye girdik.Hepimiz korkuyorduk.Yavaş yavaş ilerledik.Sonunda büyük bir tünele vardık.Esin geri dönmek istedi.Çünkü çok korkuyordu.Hepimiz tünele doğru ilerledik.Esin daha fazla gelemedi ve dışarıda bizi bekledi.Eren karanlığın içinde ilerleyen birşey gördüğünü söyledi.Biz ilk başta inanmadık.Ama karanlığa doğru baktık ve galiba Eren'în gördüğü şeyi biz de gördük.Ama gerçek mi yoksa hayal gücümüzün bir ürünü müydü?Bunu hiç birimiz bilmiyorduk.Mantıklı olarak düşünürsek hepimiz gördüğümüz için büyük bir olasılıkla gerçek olabilirdi.O sırada Enes birden geri çekildi.Herkes eline bir sopa aldı.Birden Enes'in ayağından fare geçti.Enes birden bağırınca hepimiz birden sopalarımızı salladık.Boş yere korkmuştuk.Almina sopasını karanlığa doğru getirdi ve ileriye baktı.''Bence bir şey yok.''dedi.Hepimiz birden ilerlemeye devam ettik.Dört tarafa ayrılan bir yola geldik.Bu yüzden herkes tek başına farklı yollardan devam etti.Ayrıca burasi labirent gibi birbirimizi kaybetmemeliyiz.Efe ilerlerken yere takılıp düştü.Birkaç dakika baygındı.Ayıldığında yere baktı ve ne olduğunu belirleyemediği bir cisim gördü.Diğerlerine göstermek için cebine koydu.Yoluna devam etti.Bu arada Eren etrafına bakarak yürüyordu.Birden hapşırdı ve geri dönüş yolu kayaların aşağıya düşmesiyle kapandı.Çok endişeliydi.Ne yapacağını bilmiyordu.İleriye doğru yavaş yavaş yürüdü.Almina'nın durumu ise şimdilik iyi.Yollar hep örümceklerle ve tavan ise yarasalarla kaplıydı.Ayağı yanlış bir yere geldi.Bir anda yandan oklar fırladı.Neyse ki Almina'nın refleksleri onu kurtarmıştı.Bir hamleyle eğilip olayı ucuz atlattı.Sadece ayağından birini oklardan biri sıyırmıştı.Enes yine yürürken aniden önünden yılan geçti.Enes ne olduğunu anlayamadan yılan üzerine atladı.Neyseki elinde sopa vardı.Sadece kolunda ufak bir ısırıkla bunu atlattı.Ama sopa yanlışlıkla duvara geldi ve yukarıdaki dev kayalardan sesler gelmeye başladı.Enes hızlı bir şekilde koşmaya başladı.Neredeyse uçacaktı.Ama yılan kolunu soktuğu için koşarken bir anda yerde kaldı ve bayıldı.Hiç kimsenin birbirinden haberi yoktu.Eren labirentte başka bir yol buldu.Oradan ilerledi.Sağına baktığında Enes'i baygın bir şekilde yerde yatarken buldu.Yanına gitti ve uyanmasını bekledi.Aklına Enes'in kolundaki zehirli kanı ağzına çekip yere tükürmek geldi.Yapmaya başladı.Enes çok sürmeden öksürerek uyandı.Eren Enes'e iyi olup olmadığını sordu.Enes,midem bulanıyor,dedi.Sonra ayağa kalktılar ve biraz beklediler.Bu arada Efe yoluna devam ederken elindeki bulduğu garip cismi inceliyordu.Bu bir kristal olabilir diye düşünürken arkasından ayak ve nefes alma sesleri geliyordu.Hemen bir kayanın arkasına saklandı.Sopasını eline aldı ve bekledi.Yavaş yavaş karanlıktan yüzü görünmeye başladı.Efe hemen atlayıp,sakın kımıldama,dedi.Aslında o gelen kişi Esin'di.Efe rahatladı.
Efe:
-Esin burada ne işin var sen dışarda değilmiydin.
Esin:
-Dışarda korktum.
Efe:
-Ama içeri girerken yine korktuydun.
Esin:
-Olsun.
Efe:
-Tamam o zaman demek geldin benim yanımda kal uzaklaşma.
Esin:
-Tamam uzaklaşmam.
Almina hala yürüyordu.Etraf çok karanlıktı.Bu yüzden yere eğildi ve çantasını açtı.Feneri aldı ve yoluna devam etti.Almina yukarı baktığında sivri kayaları görüyordu.Biraz irkildi.Bu işe neden giriştiğimiz hakkında kendi kendine söylenmeye başladı.
Ayrıca Eren ve Enes yola koyulmuştu.Ama yollarında bir uçurumla karşılaştılar.Biraz sinirlendiler.Çünkü sürekli zorluklar vardı.Enes,çantamda bir paraşüt var,dedi.Eren,ama sen daha henüz iyileşmedin bunu kullanamazsın,dedi.Enes kullanmakta ısrar etti.Zaten paraşütünde yırtıklar vardı.Enes atlamakta kararlıydı.Eren Enes'e,dur,dedi.Enes aşağı atladı.Eren bir anda korktu ve Enes'in kıyafetinden tuttu.Enes Eren'den ağırdı.Bu nedenle Eren aşağı doğru kaymaya başladı.Tam düşecekken bir kayaya tutundu.Yatay bir şekilde sivri bir kayaydı bu.Ama çok zorlanıyordu ve de korkuyordu.Enes daha kendine gelmemişti.Durumun farkında bile değildi.Sonra etrafa baktı ve ''Ben neredeyim?''dedi.Aşağıya baktı ve bağırdı.Bu sesten bütün yarasalar uçuşmaya başladı.
Esin ve Efe hala yürüyordu.
Esin:
-Sesi duydun mu?
Efe:
-Hangi sesi?
Esin:
-Bağırma gibi bir ses ya da çığlık.
Efe:
-Hayır.Korkmana gerek yok yanımdan ayrılma.
Esin:
-Tamam
Efe arkasına baktı ve Esin'in olmadığını gördü.Ne kadar hızlı ortadan kayboldu.Efe endişelenmeye başladı.Feneri her tarafa tuttu,Esin,diye bağırdı.Ama hiçbir ses yoktu.Etrafı biraz daha araştırmaya başladı.
Esin Efe'yi dinlemeyip yanından ayrılmıştı.Ama tek korkuyordu.Hızlı hızlı yürümeye başladı.Bir anda durdu.Orada bir el gördü.Oraya yaklaştı ve o elin Eren'in eli olduğunu gördü.Eren'in Enes'i tuttuğunu gördü ve zorlanıyordu.Esin hemen yardım etmeye çalıştı.Eren'i bütün gücüyle çekti.Eren kendini yukarı çıkarmaya çalıştı.Eren yukarı çıktı derken Enes elinden kaydı ve aşağıya doğru hızla düştü.
Eren ve Esin:
-Enes...Enes...Enes...
Enes:
-...
Eren ve Esin Enes'ten cevap gelmeyince çok korktu.Eren bir anda irkildi.Esin ''Ne oldu?'' dedi.Eren,birşey olmadı,dedi.Oradan koşarak uzaklaştılar.Çok hızlıydılar.Şimşek gibiydiler.Sonunda Esin düştü ve dizini yaraladı.Ağlamaya başladı.Eren onu susturmaya çalıştı.
Eren:
-Ağlama.Yoksa benim başıma geldiği gibi kayalar yolumuzu kapar.
Esin ağlamaklı bir şekilde:
-Tamam.
Ayağa kalktılar.Esin biraz zor yürüyordu.Eren her an tetikte olmalıydı.Başlarına birşey gelmemeliydi.
Bu arada Almina'yı unutmayalım.Aramızda en rahat ilerleyen oydu.Çünkü başına pek fazla şey gelmedi.Yine de her şeye hazır olmalıydı.Kolay gözükürse gözüksün bir zorluğu olabilir.Almina yine ilerliyordu.Ama ayağında bir rahatsızlık vardı.Okun sıyırdığı yer ağrıyordu.Almina pantolonunun altından bir parça koparıp yarayı sardı.Sonra önünden sesler gelmeye başladı.Sonra en karanlık yere gidip orada saklandı.Üzerindeki kıyafet karanlıkta görülmesini zorlaştırıyordu.Aklından siyah bir eşya bulup üstünü kapamak geldi.Ama çok geçti.Orada bekledi.Acaba o ne diye baktı.Bu Almina'ya doğru gelmiyordu.Sağ tarafa gidiyordu.Yavaş yavaş ilerlemeye başladı.Orada bir değil iki kişi olduğunu gördü.Gizlenerek ilerledi.O iki kişi de arkalarından gelen sesler yüzünden korktu.Onlar da koşmaya başladı.Almina ne olduğunu anlayamadı.Yoluna devam etti.
Efe çaresizce yerde oturmuştu.Garip cismi incelemek için elini cebine soktu.Ama orada bir tane değil bir sürü cisim var gibiydi.Cebini boşalttı.O garip cismin boyunda 25 tane daha olmuştu.Bu nasıl olabilirdi ki?Efe de çok şaşırdı.Ne olduğunu anlayamadı ve cebine geri koydu.Ayağa kalktı.Etrafına baktı.Sol tarafına baktığında garip sesler duydu.Yine saklandı.Yavaşça ilerledi.Bunların bir değil iki kişi olduğunu gördü.Sola doğru gidiyorlardı.Çok merak etti.Arkalarından ilerledi.Önündeki iki kişi koşmaya başladı.Efe dayanamadı ve ''Durun,bekleyin'' diyerek koşmaya başladı.Sonunda onlara yetişti ve üzerlerine atladı.Onlara baktı.
Efe şaşkın bir şekilde:
-Eren,Esin siz misiniz?
O iki kişi yani Eren ve Esin:
-Evet biziz.
Efe:
-Oh...Bende korkmuştum.Burada ne işiniz var?
Eren ve Esin hızlıca nefes alıp vererek korkulu bir şekilde:
-Enes uçurumdan düştü ve galiba öldü.Bizde çok korktuk ve ko...
Efe sözü yarıda kesip:
-Ne Enes mi öldü?
Eren ve Esin:
-Yani biz öyle düşünüyoruz ordan nasıl kurtulabilir ki?
Efe:
-As...
Efe tam sözünü söylemekteyken arkalarından bir ses geldi.Herkes bir tarafa gitti.Sonra bir baktılar bu gelen Almina.
Efe:
-Anlamıştım zaten.
Almina:
-İki tane kişi gördüm.Galiba insan.
Efe:
-Evet.Onlar Eren ve Esin.
Almina:
-Bende korkmuştum.Bunların ne olduğunu anlamadım.
Esin:
-Aaa...Bakın hepimiz bir araya geldik.
Almina:
-Esin dışarda değilmiydi?
Efe ve Eren:
-Çok uzun hikaye sana yolda anlatırız zamanımız yeterse.
Efe:
-Dur.Esin'in dizine ne oldu?
Eren:
-Düştü.Sonra dizi yaralandı.Önemli değil.
Efe:
-Tamam soru sorarak zamanımızı yemeyelim.Eve dönebilirsek bunu konuşuruz.Ama şu an en önemli so...
Esin:
-Bu arada Enes uçurumdan düştü.Öldü galiba.
Efe:
-Bir kere de benim lafımı kesmeseniz olmaz mı?
Almina:
-Enes mi öldü?
Efe:
-Evde bunları konuşuruz dedimya.Tabi gidebilirsek.Yani bizim asıl yapmamız gereken.Amacımıza ulaşmaya çalışmak.Buraya niçin geldik?Biz araştırmak için geldik.İlk amacımız araştırmak,olmazsa eve dönmek ve asla birini arkamızda bırakmayacağız.Ama Enes'e ne olduğunu bilmiyorum.Buradan kurtulmalıyız ve ayrıca bir cisim buldum bunu sizinle paylaşacağım.
Efe cismi cebinden alıp çantasına koymuştu.Çünkü çok fazla vardı.Bir anda bütün hepsi döküldü ve sayılamayacak kadar çok vardı.Herkes hayranlık içinde baktı.Efe ''Bunu yerde buldum.Harika değil mi?''dedi.''İsterseniz herkesin çantasına eşit olarak koyalım çünkü böyle devam ederse ben çantamı taşıyamayacağım.Zaten az kalsın cebim yırtılacaktı.''dedi.Herkes eşit olarak aldı.Esin nedense orada bayıldı.Onu taşımak zorunda kaldık.Enes'in düştüğü yeri bilen tek kişi Eren kalmıştı.Eren'e sorduk.
Eren:
-Tam hatırlamıyorum.Çünkü çok korkmuştuk hemen koştuk.Ama galiba biraz tarif edebilirim.Belki yolu buluruz.Ama Enes'i bulsak ne olacak?
Efe:
-Hiçkimseyi arkamızda bırakmayacağız.Belki ölmedi.
Yürümeye başladılar.Hatta koştular.Birkaç dakika sürdü.Enes'in düştüğü yeri buldular.
Efe:
-Çantamdaki ipi alın ve beni aşağıya sarkıtın.
Eren:
-Hayır.
Efe:
-Ne?
Eren:
-Hayır.Çünkü ölebilirsin.
Efe:
-Riski göze almalıyız.
Esin:
-Ben ipi çıkardım.
Efe:
-Esin sen Eren'in yanına git ve onu sakinleştir.Almina sen ipi tut ve beni aşağıya sarkıt.Esin beni tutamaz.
Almina:
-Bence bu fikirden vazgeçmeliyiz.Polislere haber verelim.Zaten buradan düştüyse kurtulamaz.Bu görev bizim değil.
Efe:
-Burada bir sürü madenci ölmedi mi?
Almina:
-Evet.
Efe:
-Buradan kimse canlı çıkamamış.Biz bunu başaracağız.
Almina:
-Tamam
Sonra Efe'nin beline ipi bağladılar ve aşağıya sarkıttılar.Efe Almina'ya ne yapacağını söylüyordu.
Efe:
-Biraz daha sarkıt.
Almina:
-Sarkıtıyorum
Efe:
-Tamam.Durabilirsin.
Almina:
-Durdurdum.
Almina biraz daha aşağı sarkıtırken ip koptu ve yukardaki herkes endişelendi.
Efe:
-Aaaaaaaaaaaaa
diye bağırıyordu ve sesi yankılanıyordu.
Sonra bir anda ses kesildi.En son ses Efe'nin çığlığı oldu.Eren korkudan neredeyse bayılacaktı.Esin Eren'i düzeltmeye çalıştı.
Eren:
-Hemen beni de aşağıya indirin.
Almina:
-Hayır Eren olmaz.
Eren:
-Hayır beni de aşağı sarkıt.Çabuk...
Almina:
-...
Eren:
-...
Almina:
-Eeee...Peki tamam.
Eren hızlıca ipi beline doladı ve aşağıya inmeye başladı.Aşağı inince Efe'yi Enes'in ölü bedeninin yanında gördü.Hemen yanlarına gitti.
Eren:
-Hadi hemen yukarı çıkalım.Almina iki tane ip sarkıttı onlarla bizi yukarı çekecek.
Efe:
-Bir ip daha yollasın.
Eren:
-Neden?
Efe:
-Dediğimi yap.
Eren:
-Ama ben daha haber veremem.Nasıl verebilirim?
Efe:
-Düşünmelisin
Eren:
-Senin sırtında çantan olduğu için ipin yırtıldı ve düştün değil mi?
Efe:
-Evet.
Eren:
-Kağıt ve kalem var mı?
Efe:
-Senin amacını anladım.Ama sadece kağıt var.
Eren:
-Hmmm...Buldum.Şuradaki siyah taşı kullanıp bir ip daha yollamasını söyleyeceğim.
Efe:
-Aferin.İyi fikir.
Eren hemen yazdı ve ipe bağladı.İpi aşağı çekip bıraktı.Almina bunu görünce ipi çekti ve onların geleceğini düşündü.Ama ip çok hafif olduğu için Almina bizim öldüğümüzü ve gelemeyeceğimizi düşündü.Yine de çekti ve kağıt geldi.Üzerinde ''Bize bir ip daha yolla üç tane ipe ihtiyacımız var''yazıyordu.Almina galiba Enes'in ölmediğini düşündü.Ama buradan düştüğü halde nasıl ölmediğini de merak ediyordu.Neden istediklerini anlamadı.İpleri aşağı saldı.Efe Enes'i ipe bağladı.Eren ve Efe de kendileri ipe tutunup yukarı doğru çıkıyorlardı.Almina çekerken bir anda Enes'in ölü bedenini görünce korktu ve ipler elinden kaydi.Ama neyseki Esin vardı.İpleri tuttu ve beraber çektiler.Enes'in etrafını örtü ile kapadık ve sakladık.Artık gereken tek şey buradan çıkmaktı.
Eren:
-Benim çantamda katlanabilir büyük bir çanta var.Enes bile içine sığar.Enes'i ona koyalım.
Enes'i hep birlikte içine koyduk.Yola devam ettik.Eren'in gittiği yoldan gidemezdik.Çünkü yol kapanmıştı.Almina'nın yolunda ise oklar vardı.Enes'in yolunda ne olduğunu bilmiyorduk.Biz de Efe'nin yolundan gittik.Bu arada çantalarımız ağırlaşıyordu.Efe'nin bulduğu cisim sürekli hızlı bir şekilde çoğalıyordu.Yolda yürürken Enes'in gittiği yoldan gidebileceğimizi de söyleyince Eren Enes'in orada zehirlendiğini söyledi.Konu çabucak kapandı.Önlerine baktılar ve o da ne?Bir ışık.
Eren:
-Öldük mü?Bence hepimiz öldük.
Esin:
-Bence biz rüya görüyoruz.
Efe:
-Saçmalama
Almina:
-Önemli değil buradan çıkmalıyız.
Esin koşmaya başladı.Ama aslında bu bir tuzakmış.Esin koştuğu için arkadan bazı kayalar kapıların üstten kapanması gibi düşüyordu.Biz koşunca daha hızlı oluyordu.Kapanarak belki hem önümüzü hem arkamızı kapayıp bizim bütün gidiş yollarımızı kapayabilirdi.Kazmamız vardı.Ama oksijen yetmezdi.Çünkü kırıp buradan çıkmamız 2 ay sürerdi.Oranın kapanmasına göre yürüdük ve buradan çıkmaya çalıştık.En sonuncu kapanırken altından geçtik.Ama Almina'nın ayağı orada kaldı.Ayağına çok kuvvet uygulanıyordu.Acıdan ölecekti.Sürekli bağırdı.Eren ve Efe birbirine yapışık kayaları yukarı iterken Esin de Almina'yı çekiyordu.Son güçleriyle ittiler.Kayalar yukarı çıktı ve Esin hemen Almina'yı çektiği gibi kayalar düştü.Şimdilik kurtulduk.Eren güneş yüzü gördüğü için sevinçten havalara uçtu ve ayrıca buradan kurtulan ilk kişiler olduk.Tabi beş kişi gittik dört kişi kaldık.Ama Enes'i iyileştirebiliriz.Eren ve Esin eve gittiler.Almina ile Efe,Enes'i hastaneye götürdü.Doktor hemen Enes'i ameliyata aldı.Bizim eve gitmemiz istendi.Bir olay olduğu zaman bize haber vereceklerdi.Efe ve Almina eve geldiklerinde Eren'i akşam haberlerini dinlerken gördüler.Esin de kendi kendine bozuk paralarla oynuyordu.Bir anda herkes televizyona baktı.Sunucu Enes'in haberini yayınlıyordu.
Sunucu:
-Enes isimli kişi şu anda hastanede.Durumu pek iyi değil.Her şeye hazır olunmalı.Beş hafta hastanede duracağı söyleniyor.Daha da fazla olabilir.
Eren televizyonu kapattı.Odasına doğru gitti.Efe,Almina ve Esin oturup yemek yediler.Esin koltuğa doğru oturdu.Sonra yana düştü.Efe ve Almina baktıklarında Esin uyumuştu.Almina da uyumaya gitti.Efe,Esin'i yerden kaldırmaya çalıştı.Ama yapamadı.O da uyumaya gitti.Sabah oldu.Eren'in çalar saati yine ötmeye başladı.Eren esneyerek kalktı ve kendine gelmeyi bekledi.
Esin başını kaldırdı:
-Neredeyim ben?Herkes nerede?
Eren tam o anda aşağıya indi.Akşam yemek yemediği için acıkmıştı.Hemen peynir,domates,zeytini dolaptan aldı.Kendine bir mısır gevreği koydu.Her şeyi hazırladı.Eren tam yiyecekken koltuğun oradan bir ses geldi.Oraya yavaşça ilerledi ve baktığında Esin'in tekrar uyuduğunu gördü.Uyuyunca başını zemine çarpmış.Eren yemeğe geri döndü.Almina da aşağıya indi.Esin uyandı.Birlikte koltuğa oturdular.Eren'in yemek yediğini görünce yanına gittiler ve onlar da yemek yemeye başladı.Eren neredeyse kaseyi yiyecekti.Ama aralarında Efe yoktu.
Esin:
-Efe nerede?
Eren:
-Odasındadır.
Almina:
-Hayır odasında yoktu.Bende burada sanmıştım.
Esin:
-Galiba tuvalette.
Eren:
-Ama tuvaletin ışığı kapalı.
Herkes yemeğini bitirdi.Esin tuvalete gitti.Eren ve Almina belki Efe evde saklanmıştır diye aramaya başladılar.
Esin aşağıya gelerek ''Efe tuvalette yoktu.'' dedi.Eren,tamam,dedi ve aramaya devam etti.Aradılar ama bulamadılar.Hala devam ederlerken Esin aramayı bıraktı.Efe'nin telefonunu gördü.Oyun oynamak istedi.Ama telefonun şifresini bilmiyordu.Eren ve Almina yanına gittiler.
Almina:
-Arama kayıtlarına bak.Belki biri aramıştır.O yüzden gitmiştir.
Eren:
-Ben bakarım.Zaten şifreyi biliyorum.
Orada bir numara buldu.Ne olduğunu bilmiyorlardı.Numarayı aradılar ve konuştular.Dışarı çıktılar ve adamın söylediği adrese geldiler.Adresin yeri bir mezarlıktı.Efe'yi orada gördüler.Ne olduğunu sordular.Efe,Enes hastanede ölmüş ve beni sabah aradılar,dedi.
Eren:
-Şuradaki gömülen Enes mi?
Efe:
-Evet.O Enes.
Her şey bittikten sonra herkes eve döndü.Hayatları böyle devam etti.
-SON-
UMUT HALA VAR MI?
Bir gün ,Enes’in ölüşünden 2 ay kadar sonra,Eren gece korkuyla uyandı.Herkes uyuyordu.Eren etrafına bakınmaya başladı.Odasından çıkıp Efe’nin yanına gitti.Efe uyuyordu.Eren onu uyandırmak zorunda kaldı.Eren,hadi uyan,dedikçe Efe mırıldanıp susuyordu.Eren en son başardı.
Efe:
-Ne oldu Eren bu saatte?
Eren:
-Çok korkunç bir rüya gördüm.
Efe:
-Bunun için mi uyandırdın beni?
Eren:
-Anlatmamı istemiyor musun?
Efe:
-Peki anlat dinliyorum.
Eren:
-Rüyamda ilk başta Enes geliyordu.O öldü ama rüyamda turp gibiydi.Sonra birden yüzü çürüdü bana doğru korkunç korkunç baktı.Birden bağırdı.Üzerime saldırdı.Ama daha ilerisini hatırlamıyorum.Çok korkunçtu.
Efe:
-Şimdi uyu da sabah bunu konuşuruz.
Eren:
-Yanında uyuyabilir miyim?
Efe kısık bir sesle:
-Evet.Nasıl istersen.
dedi ve Eren yattığı gibi uyudu.Sabah olduğunda herkes uyandı.Elini yüzünü yıkamak , yemek yemek gibi her şey yapıldı.Eren rüyasını anlatmak için sabırsızlanıyordu.
Almina:
-Eren sorunun nedir?
Esin:
-Bize bir şey mi söyleyecektin?
Efe:
-Evet Eren söyle.
Eren:
-Gece rüya gördüm.
Almina:
-Ne gördün peki?
Eren:
-Enes vardı.O öldü ama rüyamda turp gibiydi.İlk başta geldi yanıma oturdu.Ama sonra yüzü çürüdü.Bana doğru baktı.Bağırmaya ve bana saldırmaya başladı.
Esin:
-Vaycanına
Efe:
-Sizce ne yapmamız gerekiyor?
Almina ve Esin beraber:
-Hiçbir şey.
Efe:
-Enes sana bir şey anlatmaya çalışıyor gibi miydi?
Eren:
-Sanmam.
Bugünü bu konuyla geçirdiler.Ne dışarı çıktılar ne koltuktan kalktılar.Akşam olmuştu.
Eren:
-Ben çok yorgunum.
dedi ve içeri gitti.
Herkes birden:
-Ben de öyle.
dedikten sonra odalarına gittiler.
Eren uyurken sesler çıkarıyordu:
-Hayır.Hayır.Enes.
Soluk soluğa uyandı.Her zamanki gibi Efe’nin yanına gitti.Rüyasını anlatmaya başladı.
Eren:
-Enes kapının arkasındaydı.Kapının orta bölümünün az üstünde küçük kare bir cam vardı.Oradan bana bakıyordu.Hatta cama vuruyordu.Sanki zor durumda.Sanki işkence ediliyor.Sanki yardım bekliyor.Sanki…
Efe:
-Peki anladım bu kadar yeter.Burada yatabilirsin
Eren:
-Sağol.
dedikten sonra uyumaya çalıştı.Ama uyuyamıyordu.Bu durum onu huzursuz ediyordu.
Kendi kendine düşünmeye başladı:
-Acaba Enes yaşıyor mu?Ama o öldü.Yaşaması imkansız.Onu görmüştüm.
En sonunda düşünmekten başı ağırdı ve sakince uyumaya çalıştı.Sabah olduğunda her zamanki gibi herkes uyandı.Ama Eren çok erkenden uyanmıştı.Diğerlerinin uyanmasını beklemişti.Herkes yüzünü yıkayıp içeri geçince konuşmaya başladılar.
Efe:
-Eren ne kadar erken kalktın sen?
Eren:
-İki buçuk saat önce uyanmıştım.
Almina:
-Neden öyle erken uyandın
Eren:
-Gece gördüğüm rüya yüzünden.
Efe:
-Bana gece anlattığın mı?
Eren:
-Evet.
Esin:
-Ne oldu ki?
Eren:
-O gördüğüm rüyayı aynı şekilde uyuyunca yine gördüm.Erkenden uyandım.Yine öyle bir rüya görmemek için de uyumadım ve sizin uyanmanızı bekledim.
Almina:
-Bence yemek yiyebiliriz?
Esin:
-Haklısın çok açım ben
Yemeği yerken bile o rüya Eren’in aklından gitmiyordu.Birkaç gün böyle hiçbir aktiviteye katılmadı.Sadece boşluğa baktı ve kara kara düşündü.Herkes Eren için üzülüyordu çünkü artık eski Eren yoktu.Onu hiç böyle görmemişlerdi.En sonunda dayanamadılar.
Efe:
-Eren canını sıkan nedir?
Eren:
-Enes.
Esin:
-O öldü.Artık onu unutmalısın.
Almina:
-Kimse kimseyi unutmayacak ama Esin’in dediği de bir bakıma doğru.
Efe:
-Ama bu zamanlarda fazla kötü oldun.
Almina:
-Bize katılıp aklını dağıtmalısın.
Eren:
-Belki de doğru söylüyorsunuz.
Esin:
-Tabi ki öyle.
Efe:
-Fikir sana kalmış ama bizi ciddiye al.
Eren:
-Peki öyle yaparım.
Esin:
-Öyle yapmalısın zaten.
Efe:
-Esin senin önemli işlerin yok muydu?Hani çalışacaktın?
Esin:
-Tamam gidiyorum.
Almina:
-Seni rahatlatmak için ne yapabiliriz Eren?
Eren:
-Yeniden Enes’in mezarına bakabiliriz.
Efe:
-Tamam.Gidelim o zaman.
Almina:
-Ben Esin’e gelmesini söyleyeceğim.
Efe:
-Tamam hazırlansın.Mezarlığa gidiyoruz.
Herkes hazırlandı.Mezarlığa doğru yola koyuldular.Eren hızlı hızlı ilerliyordu.Mezarlığa vardıklarında Enes’in mezarını aradılar.Eren koşa koşa ilerledi.En sonunda buldu.Herkesi oraya çağırdı.Dua ettiler.Sonra Eren bir şey fark etti.Mezar taşı çok kirli idi.Orada Enes’in ölüm tarihi,doğum tarihi,ismi vb. yazıyordu.Eren doğum tarihindeki günün olduğu yeri eliyle sildi.Sonra o kirli yerin arkasında sayı olduğu ortaya çıktı.Artık orada Enes’in doğum tarihi yazmıyordu.Aslında hiç yazmıyordu ama biz öyle sanıyorduk.
Eren:
-Galiba bu başka bir Enes Çınar.
Almina:
-Mümkün değil.Belki de bilerek orayı kapamışlardır.
Efe:
-Ama orayı kapatacaklarsa neden yazsınlar o rakamı ki?
Esin:
-Aslında doğru söylüyorsun.
Almina:
-Olay farklı yerlere gidecek gibi görünüyor.
Eren:
-Buldum!
Almina:
-Ne buldun?
Eren:
-Bence bize yanlış haber verdiler.Bu Enes Çınar farklı ve onlar yanlış Enes Çınar’ı söyledi.
Efe:
-Güzel düşünce.
Esin:
-Bence de öyle olabilir.
Almina:
-Ben hala size katılmıyorum
Efe:
-Neden?
Almina:
-Bence yanlış söylüyorsunuz.
Efe:
-Ama her dediğimiz mantıklı.
Eren:
-Bir sonuca ulaşmak için birlikte hareket etmeliyiz.
Almina:
-Ben kendi fikrimle hareket edeceğim.
dedi ve oradan uzaklaşmaya başladı.Diğerleri onun peşinden gitti.Almina’ya,bizi bekle,diyorlardı ama o kimseye kulak asmıyordu.Evlerine vardılar.Eve geldiklerinde Almina bir köşeye geçti ve kimse yokmuş gibi davrandı.Eren’’Ben odama gidiyorum.Biraz düşüneceğim.’’dediği gibi odasına fırladı.Kimse birbiriyle konuşmadı ve öylece oturdu.Birkaç saat sonra Eren’in durumuna bakmak için Efe Eren’in odasına gitti.Kapıya vurdu ama ses yok.Kapıyı açtı.İçerde Eren’in olmadığını gördü.Herkese haber verdi.Telaş içinde dışarı çıktılar.Eren’i koşarken gördüler.Efe hemen fırladı.Eren’i yakalamaya çalıştı.Esin de Efe’nin yanında koşuyordu.İki tarafa ayrıldılar ve Eren’in yolunu kestiler.Neden gittiğini sordukları halde Eren’den bir cevap alamadılar.Eve döndüler.Eren’in amacı Enes’i bulmaktı.Enes’i çok sevmese de o aramızdan biriydi.O gece Almina ve Esin uyumaya gittikten sonra Efe ve Eren gece kendi aralarında bir toplantı yaptılar.
Efe:
-Konu nedir Eren?
Eren:
-Enes.
Efe:
-Yine mi Enes?
Eren:
-Evet.
Efe:
-Ben sana güveniyorum Eren.Bir şey yapmak istiyorsan birlikte yaparız.
Eren:
-Enes’i kontrol etmek gibi mi?
Efe:
-Olabilir.
Eren:
-Bakalım mı?
Efe:
-Neye?
Eren:
-Enes’e
Efe:
-Eee…Tamam.
Eren:
-Enes’i bulunca haklı olduğumu anlayacaksınız.
Efe:
-Peki.Bulursak herkes senin haklı olduğunu anlar.
Eren:
-Tamam.Toplantı bitmiştir.
Efe esneyerek:
-Hadi hoşça kal.
dedi ve odasına gitti.Ondan sonra Eren de odasına doğru gitmeye başladı.Herkes uyudu.Eren rüya görüyordu.Rüyasında Eren çimenlik bir alanda koşuyordu.Sonra Enes’i gördü.Enes’e doğru giderken.Lavlar püskürmeye başladı.Yerler çatlıyordu.Eren Enes’e ‘’Hadi Enes çabuk gel.’’ Dediği halde Enes bekliyordu.En son Eren tek başına kaldı.Rüyası bitti ve sabaha karşı uyandı.Bugün herkes erkenden uyanmıştı.Odadan çıkarken Efe Eren’in yanına gitti ve ona ,Hazır mısın?, dedi.Eren de ,Her zaman, diyerek yanıt verdi.Herkes içeri geçti ve yemeklerini yediler.Almina ve Esin televizyon seyrediyordu.Eren kapıyı açtı.Efe’ye ,Hadi, dedi.Efe de yanına gitti.Sessizce kapıyı kapatıp çıktılar.Geziyor gibi yürümeye başladılar.
Eren:
-Enes’in hastanesi nerede?
Efe:
-Biraz ileride solda.
Eren:
-Tamam ama biraz hızlanalım.
dediği gibi koşmaya başladılar.Bu hastaneye girmek için ziyaret kartı gerekiyordu.Bu kartı sadece hastayı ilk getirdiğinde alabiliyordun.Yani giriş yok.Efe ve Eren yeni fikirler düşünmeye çalıştılar.
Eren hafifçe Efe’ye döndü:
-Maceraya hazır mısın?
Efe biraz sırıtarak:
-Her zaman.
Eren:
-O zaman koş.
Efe:
-Tamam.
Eren:
-Binanın arkasında kimse bizi göremez çünkü denize bakıyor zaten.Buradan tırmanalım.Ama sakın camdan içeriye gözükme yoksa bizi suikastçı sanarlar.
Efe:
-Tamam tamam anladım.
dedi gülerek.Ellerini binaya koydular.
Efe:
-Bu işin sonu kötü bitecek Eren.
Eren:
-Korkma.Sadece sekizinci kata çıkacağız.
Efe yukarı doğru baktı.
Efe:
-Yukarı bakınca çok yüksek göründü.
Eren:
-Göründüğü kadar yüksek değildir.
dedi ve tırmanmaya başladı.Efe sonradan Eren’i görünce ayağını da attı ve başladı tırmanmaya.Rüzgar fırtına gibi esiyordu.
Efe:
-Eren dikkatli ol yoksa buradan düşeceğiz.
Eren:
-Ne dedin?Duyamadım çok rüzgar var.
Efe:
-Boşver.Az laf çok iş.
Eren:
-Yine anlamadım.
Efe:
-Eğer bir şey olursa seni affetmeyeceğim.
Eren:
-Üfff…Suç benim değil ama.
Efe:
-Bunu nasıl duydun?
Eren:
-Şans eseri.
Efe:
-Hadi.Tırmanmaya devam.
Yukarı çıkarken Efe’nin ayağı kaydı.Eli boşta kaldı.Ayağı da bir çıkıntıya takıldı.
Efe:
-Eren her an düşebilirim.
Eren:
-Tamam.Yardım edeceğim.
Efe:
-Ben yukarı çıkarım.Sen git Enes’i bul.
Eren:
-Ama durumun çok kötü.
Efe:
-Aslında yardım iyi olur.
Eren hızlı hızlı yukarı kaldırdı.Sonra tırmanmaya devam ettiler.Dengelerini sağlamakta zorlanıyorlardı.En sonunda sekizinci kata ulaştılar.Kafalarını az kaldırıp baktılar.
Efe:
-Nasıl gireceğiz şimdi.
Eren:
-Cam kapalı mı?
Efe:
-Evet.
Eren:
-O zaman işimiz zor.
Efe:
-İçerisi tamamen dolu.
Eren:
-Biri geliyor eğil.
Efe:
-Camı açıyor.
Eren:
-Evet.Cam açıldı.
Efe:
-Yana geç Eren adam tükürecek.
Eren:
-Ne dedin?
diyene kadar adam kafasına tükürdü.
Eren:
-Neyse en azından camı açık unuttu.
Efe:
-Hadi kimse görmeden içeri.
Yavaş yavaş içeri girdiler.İçeri girdiklerinde gizli gizli girdiklerini belli bile etmediler.Bir görevliye yaklaştılar.
Efe:
-Enes Çınar nerede biliyor musunuz?
Görevli kişi:
-Kartınız var mıydı?
Eren:
-Aşağıda biz görevli bir arkadaşa verdik kartları.
Görevli kişi:
-Peki.Ben Enes Çınar nerede bir bakarım sonra size bildiririm.
Efe:
-Teşekkür ederiz.
Biraz bekledikten sonra adam geldi.
Görevli kişi:
-İsterseniz gelin bir göz atalım.
Gittiler.
Görevli kişi:
-Gördüğünüz gibi Enes Çınar öldü olarak kayıtlardan çıkarılmış.
Efe:
-Durun bir dakika.
Eren:
-Ne oldu?
Efe:
-Şu anda hastane tamamen dolu.Hastaya yer yok.
Görevli kişi:
-Evet öyle.
Efe:
-Bu hastane 1000 hastaya yer veriyor.
Görevli kişi:
-Aynen öyle.
Efe:
-Ama burada 999 hasta görünüyor.
Adam mırıldanmaya başladı:
-Eeeee…Hmmm…Şey.Ben sizi yetkili kişiye yollarım.O size açıklar.
Eren:
-Hayır önemli değil.
Efe:
-Hadi biz gidelim.
Yavaş yavaş yürümeye başladılar.
Efe:
-Bir fikrim var.
Eren:
-Ben hiçbir şey anlamadım.
Efe:
-Anlatacağım.
Eren:
-Tamam.
Efe:
-Bence Enes’i burada esir almışlar ve ölmediği halde buradan silmişler ve öldü yazısı yok.
Eren:
-Bence saçma.Neden böyle bir şey yapsınlar.Daha mantıklı şeyler düşünmeliyiz.Geçerli sebepleri yok.
Efe:
-Haklı olabilirsin.
Eren:
-Bu bir fikir.
Efe:
-Dur bir dakika.
Eren:
-N’oldu?
Efe:
-Morg’a bakmaya ne dersin.
Eren:
-Hayır.
Efe:
-Ama Enes orada olabilir.
Eren:
-Kimse yok sen gir.Ben nöbet tutarım.
Efe:
-Olur.
İçeri girdi.İlerlemeye başladı.Çok soğuktu.Herkese tek tek baktı.Orada bir de ne gördü?O Enes mi?Yanına yaklaştı.Eğildi.Kafasını tuttu.
Enes çok sessizce dediği çoğu şey anlaşılmadan:
-B..i n..e. ku….m…..z?
Efe Enes’i kurtarmaya çalıştı.Onu taşıdı.Eren’den yardım istedi.Kimse görmeden onu götürmeye çalıştılar.Yangın merdivenini kullandılar.Sonunda başardılar.Enes’i eve kadar taşıdılar.Ateş yakıp önüne koydular.Enes ısınmaya başladı.En sonunda gözlerini açtı.Herkes de Eren’in haklı olduğunu anladı.
-SON-