AcayipHikayeler
 
HİKAYE MERKEZİ
Menü;  
  Ana Sayfa
  BİZE ULAŞ ;)
  Sayaç
  Ziyaretçi defteri
  KabuStreet
  Anketler
  Galeri
  Top liste
  Haberler
  Forum
  Gazete
  KABUSLAR
  KOMİKLER
  MACERALAR
  ZOMBI
  EN İYİLER
  YILBAŞI ÖZEL
MACERALAR



GİZEMLİ YARATIK

Kitap okuyordum.Sonra kitapta çok garip bir şey gördüm.1253 yılından kalma bir yaratık Sonra gerçek mi yoksa bir uydurmamı diye arkadaşlarımı çağırdım.Efe,Eren,Enes,Almina,Esin aramaya koyulduk.Kitaba göre ilk Karanlık Vadi'den geçeceğiz.Büyük bir yol teptik ve Karanlık Vadi'ye vardık.İsteketler vardı.İnsanların  burada neden öldüklerini merak ettik.Çünkü hiç bir şey yoktu.Sonra sorunun cevabı birden bire geldi.Havadan dev kayalar düşmeye başladı.Hiç şansımız yoktu.Ama fırtına olduğu için rüzgar kayaları uçurtdu.Sırada Lav Gölü var.Efe nasıl geçeceğimizi düşünürken ayağı takıldı.Eren bir iple onu düşmeden yakaladı.Enes'in aklına bir fikir geldi.İple karşıya geçebilirdik.İpi karşıya uzattık ve karşıya ipin üzerinden yürüyerek geçtik.Ölüm Kalım Ormanına vardık.Burada hiç bilinmeyen çok yırtıcı hayvanlar vardı.Birden önümüze spricotei çıktı tırnakları nerdeyse 1 metreydi.Tırnak makası onu kesemezdi.Biz de elmas kullandık tırnaklarını kestik.Bu hayvan tırnakları kesildiği için bişey yapamadı ve kaçtı.Tam gidiyorduk ki bir anda pritonian karşımızda belirdi.Ama ayağı kaydı ve Ölüm Uçurumu'na düştü.Bizim de Ölüm Uçurumu'nu geçmemiz gerekiyordu.Paraşütlerimizi açtık.Ama rüzgar gitmemizi engelliyordu.Biz de bir pervane kullanarak aşağı inebildik.Başardığımızı sandık ve koştuk ama ayağımız yanlış bir yere deydi ve yerler alev aldı.Esin''Su ile alevleri söndürebiliriz''dedi.Biz de hortumlarla su attık.Ve lavları söndürdük.Almina o sırada çok korkmuştu.Almina ''Bakın''dedi.Bir baktık ki ışığın içinden bir adam çıktı.Bizi bu zorlu yollardan geçebildiğimiz için taktir etti.Yaratık gerçek değil sadece bir uydurma diye düşünürken yaratık yanımıza geldi.Ama insanlardan korkuyordu.Eren ona insanların zararsız olduğunu söyledi.Ve canavar bizim arkadaşımız oldu.Birlikte eve gittik.

-The End-

 
 
maceradakiler

EREN'in maceraları

ZAVALLI KÖPEKÇİK

Eren bir gün bir havaalanında bir uçak gördü.Uçakları çok severdi.Yerde bir uçak bileti vardı.Onu alıp hemen uçağa bindi.Dog Adasından geçerken Eren camdan bakıyordu.Bir anda aşağı düştü.Ama Eren o sıralar paraşütle inme dersi alıyordu.Bu yüzden yanında bir paraşüt vardı.Paraşütü açıp dikkatlice indi.Etrafa göz gezdirdi.5 tane köpek gördü.Bir tanesi bebekti ve çok zavallı görünüyordu.Eren köpeklerin yanına gitti.Köpeklerin ne dediklerini anlıyor gibiydi.Galiba bu yavru köpeğin ismini Eren'in koymasını istiyorlardı.Eren ismini ''ZAVALLI KÖPEKÇİK'' koydu.Onu hemen et suyu havuzuna koydular.İyice yuvarlandı.Eren de yuvarlanmak istedi.Güzel göründüğünü düşündü.Ve yuvarlandılar.Eren oralarda biraz daha dolaştı.Deniz kıyısında dolaşırken ayağı bir taşa çarptı ve suya düştü.İMDATT diye bağırdı.Birden bir köpek Eren'e doğru koşmaya başladı.Köpek kuduzdu.Ama o arada anne köpek Eren'e yardım etti ve köpeği korkutup kaçırdı.Zavallı KÖPEKÇİK 1 yaşına geldi.Eren artık onla oyun oynuyordu.Zavallı KÖPEKÇİK'in uykusu geldi.Birlikte uyudular.Uyandıklarında Zavallı Köpekçik'le birlikte geziye çıktılar.Orda yine bir köpek gördüler.Ama bu köpek sevimliydi.Eren'i sevdi.Eren onun adını Oddy koydu.Çok şişman bir kedi de orada tembellik yapıyordu.Gelip Oddy'yi tırmalamaya başladı.Eren o kediyi oradan uzaklaştırdı.Oddy kuyruğunu kovalıyordu.Zavallı Köpekçik biraz daha büyüdü 3 yaşına geldi.Bir vaşak hızla Eren'e saldırıyordu.Ama Oddy çok sadık olduğu için ve güçlü olduğu için Eren'in önüne atladı.Vaşakla savaştı.Oddy kazandı.Zavallı Köpekçik ve ailesine veda etmeye gidecekti.Eren son bir kez Zavallı Köpekçik'le hatıra olarak bir resim çekindi.Ve Oddy'i de yanına alarak.Odunları yaktı ve ateş çıkardı.Uçak geldi Eren'i aldı.Eve geldi.Ve mutlu bir şekilde yaşadı.

-The End-

 

 EREN'in MACERALARI

VİCİLER ve DELİLER

Eren dışarıda oturuyordu.Biraz oyun oynadı.Falan filan bişeler yaptı.Eren tekrar otururken oturduğu yerde sümük gördü.O sümüğü atmak istedi ama sümüğe hiç dokunamıyordu.Eve girdi.Sonra dışarıda oturduğu yerdeki sümüğe güneş ışığı geldi.O arada eren pencereden dışarı bakıyordu.Sonra sümüğün büyüyüp canlandığını gördü.Eren çok şaşırdı.İçeri girip hemen araştırmaya başladı.Çok uzun bir süre boyunya araştırmaya devam etti.En sonunda buldu.Şöyle yazıyordu.

Viciler ve Deliler:Viciler ve deliler birlikte iş birliği yapmış yaratıklardır.Işığın olmadığı yerde gölgede bile deliler vardır.Deliler bazen turuncu bazen mavi renklidir.Viciler sümüktür.Işık sümüğün üzerine gelirse sümük büyür ve güçlüleşir.Gölge veya gece olduğunda yani karanlık olduğunda normal sümük olurlar.

Eren bunları okudu.Sonra bilgisayarda onları yenme/yok etme.Yollarını aradı.Yine uzun bir süre uğraştı.Sonunda gerekeni buldu.

Viciler ve delileri yenme yöntemleri:Vicileri yenmek için sümüğü alın ve içine ışık giremeyeceği bir kaba koyun.Sümüğü koyduktan sonra içinin tamamını su ile doldurun.Kapağı kapatıp buzdolabına koyun.Suyun buz olmasını bekleyin mesela 1 gün yeter.Sonra onu alın ve istediğiniz bir yere koyun ama güneş ışığı gelmesin.Buz eriyince suyu dökün.Sümük artık ışıkta bile viciye dönüşemez.Delileri yenme yolu ise ışıktır.Ama karanlık olan her yerde yeniden canlanırlar.Yani sabahları genelde vici geceleri genelde deli.Ama bir şey daha diyelim deliler sizi ısırırsa sizde onlara katılıp delilerin bir üyesi olursunuz.Ama vicilerin böyle bir özelliği yoktur.Delilerin kralı vicilerin kralıda sayılır.Çünkü birlikte çalışırlar.Delilerin kralı şişko,mavi renk,kırmızı gözlü,siyah bir şapkası ve siyah bir kıyafeti var hemde düğmeli.

Eren araştırmayı bıraktı.Çünkü haklarında her şeyi öğrenmişti ve delileri herkes göremez.Bu yüzden internetten delileri gördürebilme özelliği olan bir şey aldı.Gece oldu.Eren yatarken delilerden biraz korktuğu için gece lambasını açmayı unutmadı.Sabah oldu.Eren gölgeli yerler ve karanlık yerlerden uzak durdu.Işıkları açtı.Gördüğü sümükleri aldı.Ve internetteki uygulamayı yaptı.4 gün sonra bir sürü vici öldürmüştü.Yine bir gün gölgeye doğru geçti ama deliler aklına geldi hemen çekildi.Az kalsın ısırılıyordu.Sonsuza kadar vici öldürme işlemini uyguladı.Kendi sümüklerini bile çıkardı ve onlarıda öldürdü.Vicilerden kurtulmayı başarıyordu.Ama delilerden kaçıyordu.Çünkü hiç ölmüyorlar.Normal bir gün daha Eren sümük gördü.Ama sümüğe ışık geldi vici Eren'e saldırmaya başladı.Eren kaçıyordu.Gölgenin tam yanında durdu.Vici ona doğru gelirken Eren yana çekildi ve ona tekme attı.Vici gölgeye düştü.Eren vici sümük olduğu için hemen internetteki vici öldürme işlemini uyguladı işte bu kadar.Hep böyle devam etti.

-The End-

DAĞDA MACERA

Bir gün köyde oyun oynuyorduk.Eren'in bulduğu çok farklı oyunlar vardı.Bize yeni kendi kendine bulduğu oyunları öğretti.Biz uzun bir zaman oynadık.Akşam oldu.Arkadaşlar arasında konuşurken Esin ''kamp yapmak istiyorum'' dedi.Enes kamp olayını beğendi.Hepimiz kamp yapmayı kabul ettik.Efe ''Burada kamp yapılmaz dağa gidelim'' dedi.Zaten hava çok fazla kararmamıştı.Sonra yola koyulduk.Almina hep yorulduğu için şikayet ediyordu.Ama  yinede yürümeye devam ediyorduk.Ama bizde tabi yorulmuştuk.Hava karardı.Aramızda çadır yapmayı çok iyi bilen yoktu.Ama yinede denedik.Eren ve Enes çadırı kurmaya çalışıyordu.Efe ''Yardım gerekli mi?''dedi.Enes ''Evet yardım çok gerekli''dedi ve sonunda çadırı kurabildiler.Ama meyve yoktu.Birkaç yiyecek vardı ama Eren meyve istiyordu.Eren eline beyaz bir taş aldı.Böylece meyve ararken kaybolmazdık.Meyve aramaya koyulduk.Birbirimizden ayrılmıyorduk.Eren meyve ararken bizim gittiğimiz yerde meyve olmadığını düşündü ve sürüden uzak tarafa gitti.Esin'i yanına çağırdı ve ikisi birden oradan uzaklaştılar.Biz onların gittiğini farketmemiştik.İlerlerken bir elma gördüm.Efe Eren'e ''Bu elmayı ister misin?''dedi.Ama ses soluk yok.Almina arkasına baktı.Eren ve Esin'in olmadığını fark etti.Gel gelelim Eren ve Esin'in durumuna.Onlar hala meyve arıyordu.Eren ''Esin bak bir meyve.''dedi.Esin ''Eren yanlış görmüşsün o meyve değil.''dedi.Eren yanlış görmüştü.Aramaya devam ettiler.Bu arada bizden çok uzaktalardı.Biz kamp alanına döndük.Eren ve Esin'in orda olucağını düşündük.Ama kamp alanında yoklardı.Biz nerde olduklarını anlamamız için belki not bırakmışlardır veya başka birşey yapmışlardır diye düşünüp etrafı aradık.Bu arada Eren ve Esin garip şekilli 1 metrelik bir kaya taş gördüler.Taştan masmavi renkli ışıklar çıkıyordu.Esin taşa dokundu ve bir anda taşın ortası açıldı ve onları başka bir dünyaya çekti.Bu arada biz bir ipucu bulmuştuk.Eren'in elinde bir beyaz taş vardı.Giderken onlarla işaret bırakmıştı.Almina ''Bu işaretler Eren'in olabilir.''dedi.Bizde işaretleri takip etmeye başladık.Bu arada Eren ve Esin o garip dünyaya bir göz gezdirdiler.Kuşlar insanlara ekmek veriyordu,balıklar insan tutuyordu,soğanlar insan keserek ağlıyorlardı ve mağazalarda inekler insan eti alıyolardı.Eren ''Burası paralel evren dedi.Bizim durumumuz hala Eren ve Esin'i aramakla geçiyordu.İşaretleri takip ettik ve işaretlerin taşta son bulduğunu gördük.Enes taşın üstüne çıktı ve taş kapı gibi açıldı.Enes içine düştü.Efe hemen içine atladı ve ondan sonra da Almina atladı.Oraya geldiğimizde yerde Eren'in taşını bulduk.Eren ve Esin'in burada olduğunu anladık.Almina ''Burası paralel evren''dedi.Ama bunu düşünmek için zaman yoktu.Hemen Eren ve Esin'i bulmalıydık.Efe orada dolaşırken Eren ve Esin'in duvarın arkasında oturduklarını gördü ve ''Bakın Eren ve Esin burada''dedi.Enes ''Niye bizden ayrıldınız?''dedi.Eren ''Bu yerde meyve bulabiliceğimizi sandım ve yanıma Esin'i aldım.''dedi.Efe ''Boşverin şimdi buradan nasıl çıkacağımızı düşünmeliyiz.''dedi.Buradaki bütün her şey insanlarla yer değiştirmişti.İnsanlar çiçek gibi hareket edemeden duruyorlardı.İnsan kızartması yapıyorlardı.Evde insan besliyorlardı.Esin biraz korktu.Hemen buradan çıkmalıydık.Eren ''Taşa dokununca buraya girdiysek.Başka bir taşla çıkmamız gerekir.''dedi.Hemen başka taşlar aramaya başladık.Gördüğümüz taşlara dokunduk.Ama sonra Efe''Ben bütün taşlara dokunamam daha milyonlarca taş var.''dedi.Eren''Hangi taşa dokunacağımızı buldum.Belki çıkış yolunu yanımızda getirdik.''dedi.Almina''Yani çıkış yolunu biliyor musun?''dedi.Eren ''Siz sadece beni takip edin''dedi.Eren bizi başladığımız yere götürdü.Efe''Neden buraya geldik''dedi.Eren''Bir planım var''dedi.Enes ''Tamam planını göster buradan gitmek istiyorum.''dedi.Eren''Dokunmadığımız bir taş var.O taş benim taşım''dedi.Eren taşına dokundu ve geri dönüş yolu açıldı.Hemen paralel evrenden uzaklaştık.Eren'e bir daha böyle ayrılmamasını söyledik.Sonra işaretleri takip ederek kamp alanına döndük.Eren ve Esin yokken ben birkaç tane elma almıştım.Kamp alanında yemeklerimizi yedik ve uyuduk.Sabah olunca eve doğru yol aldık

-The End-

 

ZOMBİ İSTİLASİ

1534 yılında profesörler bir araştırma sonucunda garip bir cisim buldu.Onu hep incelediler.Zarar vermiyor gibi görünüyordu.Ama bir yıl sonra profösörler bir şeye tanık oldu.Bu garip cisim hayvanlardan insanlara bulaşan bir hastalık yayıyordu.Bu hastalığın adı ''Zombi Dönemi''idi.Laboratuvarda bir deney faresi vardı.Bu hastalık ona bulaştı.Sonra hastalık profösörlere geçti.Ve bütün dünyaya yayıldı.Sadece dünyada 5 kişi kaldı.

Bunlar;

  • Efe
  • Eren
  • Enes
  • Esin
  • Almina

Çünkü bizim süper korumalı giysilerimiz vardı.Bir gün evde oturuyorduk.Eren ve Esin beraber bir odada.Efe,Enes ve Almina bir odada oturuyorduk.Zombiler kapıyı kırıp Eren ve Esin'in yanına gittiler.Çok büyük bir savaş yaptılar.Esin'i ısırdılar ve zombi oldu.Ama Eren süper bir hamleyle zombilerin kafasına basarak oradan uzaklaştı.Bizim yanımıza geldi.Zombiler saldırıdaydı.Almina ''zombileri öldürebilirim''diyerek saldırdı.Ama gittiği gibi minik zombiler onu kolundan ısırdılar.Ve zombi yaptılar.Bize saldırmaya başladılar.Balyozu aldığım gibi Almina'nın kafasına indirdim.Kafası yarıldı.Zavallı oracıkta bayıldı.Biz de camdan aşağı atlayıp 2. evimize gittik.Zombiler de peşimizden koştular.Minik zombiler havadan geldiler.Bazıları yaprakla bazıları da yürüdüler.Eve varında iki çift kırmızı göz gördük.Yanına yaklaştık Eren'in yüzünü tırmaladı.Eren sinirlendi ve oraya süper gaz attı.Ve onu bayılttı 2 dakikalığına.Bir baktık ki bu bir kurt adam.O sadece gümüş kurşunla ölebilirdi.Gümüş kurşunda yanımızdaydı.Ama ölmedi.Biz de odaya kaçtık.Eren'i minik zombi ısırdı ama onlara vurdum.Eren'i zombi olmaktan kurtardım.Ama Eren küçüldü.Ve büyük hoparlörün içine girdi.Yandada iki hoparlör var onlar zindandı.Minik zombiler Eren'i kralları sandılar.Ve Eren'e tapmaya başladılar.Eren durumu sonunda anladı.Biz Enes'le birlikte dışarı kaçmıştık.Kurt adamı öldürdüler.Eren minik zombilere dedi ki''Efe ve Enes'i getirin'' dedi.Onlarda hemen bizi aramaya koyuldular.Bizi buldular ''Efe ve Enes sizmisiniz''dediler.Bizde ''evet'' dedik.Bizi alıp zindan olan iki hoparlörün içine attılar.Eren olanları gördü ve ''Onları serbest bırakın yanıma gelsinler'' dedi.Ve bizi hemen Eren'in yanına getirdiler.Biz ''Eren sana noldu böyle'' dedik.Eren de '' Beni kralları sanıyorlar '' dedi.Eren zombi dönemi hastalığına bir çare bulmuştu.İlk önce minik zombilere emretti.Orada bir tuş vardı.Tuşa bastık ve dünyada bir patlama oluştu.Bütün dünyayı kurtartık.Sadece minik zombiler hariç onlar Eren'in emrinde olduğu için kötü değillerdi.Böylece zombi dönemi hastalığı bitti.Profösörler garip cismi yok ettiler dünya normale döndü.

-The End-




KURTADAM

Arkadaşlarımla piknik yapıyorduk.Kurt gibi bir surat gördük.Her şeyi toplayıp eve getirdik.Ama orada asla kurt olmazdı.Biz televizyon izlerken.Bir kurtun adama saldırdığı haberini duyduk hemde asla kurt olmayan bir yerde.Eren ve Esin üst katta araştırma yapmaya başladılar.Araştırma sonucu yine bir kurtadam salgını çıktı.Kurtadamlar kapımızı parçalamaya çalışıyorlardı.Özel kaçış alanımızı kullandık.Kaçarken ilk önce Almina kolundan ısırıldı.Kurtadam oldu.Bir kurtadam Enes'in sırtına pençe attı ama Enes'in sadece kıyafeti yırtıldı.Ve kurtuldu.Esin kafasından ısırıldı.Beynine kadar ısırılmıştı.Kurtadam oldu.Ama sakat bir kurtadam oldu.Biz gizli bir karargaha kaçtık.Kapıları kapadık.Ama içeride de biraz kurtadam vardı.Yine kaçtık.Nerdeyse 1 saat koştuk.Tam 82km olmuştur.Ama bana dünyayı dolaştık gibi geliyor.Enes'i yakaladılar.Enes'e yardım ederken Efe'nin bacağını çizdiler.Sonra da Enes'in karnını çizdiler.Eren zarzor kaçıyordu.Esin kurtadam sakattı yere düştü ve Eren'in yüzü çizildi.Eren'de 35 dakika içinde kurtadam olucaktı.Eren onlara vurarak kurtadamları kendinden uzak tuttu.3-4 dakikalığına bayıldılar.Eren'in kaçacak yeri kalmadı.Köşeye sıkışmıştı.Bir kurtadam Eren'in üstüne atladı ve Eren'in kurtadam olmasına 7 saniye kaldı.Esin kurtadam sakat olduğu için profösörlerin karışımını düşürüp kurtadamları yeniden insan yapıcak formül oldu.Formülün kokusu dünyayı sardı.Herkes insan oldu.Artık kurtadam hastalığına yakalanmayacaklardı.

-The End-

 TÜNELİN GİZEMİ

 

Uzun zaman önce madenciler ''HUBADIE'' mağarasında büyük bir maden almaya giriştiler.Bu mağaraya daha önce kimse girmemişti ve bunun hakkında bir sürü söylenti vardı.Ama içerisinde bir gizem  olduğu kesin.Madenciler mağarada büyük bir maden olduğunu biliyorlardı.Bu yüzden mağaraya girdiler.İçeride büyük bir tünelle karşılaştılar ve o günden sonra madencilerden en ufak bile olsa bir haber alınamadı.

 

Biz de bu haberi duyduğumuzda şaşırmıştık ve tünelin sırrını çok merak ediyorduk.O gece hiç kimse uyumadı ve tünelin gizemini tartıştık.Gece bilgisayardan bu konuyu araştırdık.Çok garipti.Çünkü bir anda ortadan kaybolmuş olamazlardı.İmkansız gibi bir şeydi bu.Bu konuyu kurcalamak hepimizin beynini çok yormuştu.Sonunda uykuya yenik düştük.Sabah uyandığımızda Eren'i yatağında bulamadık.İki saat boyunca Eren'i aradık.Nereye kaybolmuş olabilirdi ki?Bence pek fazla uzağa gidememiştir.Aradık,aradık,aradık ve daha çok aradık.Elimizden geldiğince her yeri aradık.Bir anda Esin'in de olmadığını fark ettik.Daha da çok etrafa bakınca Eren'le Esin'in karşıdaki ağacın gölgesinde oturduklarını gördük.Koşarak yanlarına gidip neden burada olduklarını sorduk.

Esin:

-Ben Eren'i buldum.

Eren de:

-Bu olay benim kafamı çok karıştırdı.

dedi ve şu an için her şey yoluna girdi.Birlikte eve döndük.Evde yemeğimizi yerken bu konu üzerinde konuştuk ve yanımıza gerekli eşyaları alıp mağaraya gitmeye karar verdik.Eşyalarımızı aldık ve mağaraya gitmek için yola koyulduk.Mağaraya vardığımızda bütün eşyalarımız tamam mı diye kontrol ettik.Sonra içeriye girdik.Hepimiz korkuyorduk.Yavaş yavaş ilerledik.Sonunda büyük bir tünele vardık.Esin geri dönmek istedi.Çünkü çok korkuyordu.Hepimiz tünele doğru ilerledik.Esin daha fazla gelemedi ve dışarıda bizi bekledi.Eren karanlığın içinde ilerleyen birşey gördüğünü söyledi.Biz ilk başta inanmadık.Ama karanlığa doğru baktık ve galiba Eren'în gördüğü şeyi biz de gördük.Ama gerçek mi yoksa hayal gücümüzün bir ürünü müydü?Bunu hiç birimiz bilmiyorduk.Mantıklı olarak düşünürsek hepimiz gördüğümüz için büyük bir olasılıkla gerçek olabilirdi.O sırada Enes birden geri çekildi.Herkes eline bir sopa aldı.Birden Enes'in ayağından fare geçti.Enes birden bağırınca hepimiz birden sopalarımızı salladık.Boş yere korkmuştuk.Almina sopasını karanlığa doğru getirdi ve ileriye baktı.''Bence bir şey yok.''dedi.Hepimiz birden ilerlemeye devam ettik.Dört tarafa ayrılan bir yola geldik.Bu yüzden herkes tek başına farklı yollardan devam etti.Ayrıca burasi labirent gibi birbirimizi kaybetmemeliyiz.Efe ilerlerken yere takılıp düştü.Birkaç dakika baygındı.Ayıldığında yere baktı ve ne olduğunu belirleyemediği bir cisim gördü.Diğerlerine göstermek için  cebine koydu.Yoluna devam etti.Bu arada Eren etrafına bakarak yürüyordu.Birden hapşırdı ve geri dönüş yolu kayaların aşağıya düşmesiyle kapandı.Çok endişeliydi.Ne yapacağını bilmiyordu.İleriye doğru yavaş yavaş yürüdü.Almina'nın durumu ise şimdilik iyi.Yollar hep örümceklerle ve tavan ise yarasalarla kaplıydı.Ayağı yanlış bir yere geldi.Bir anda yandan oklar fırladı.Neyse ki Almina'nın refleksleri onu kurtarmıştı.Bir hamleyle eğilip olayı ucuz atlattı.Sadece ayağından birini oklardan biri sıyırmıştı.Enes yine yürürken aniden önünden yılan geçti.Enes ne olduğunu anlayamadan yılan üzerine atladı.Neyseki elinde sopa vardı.Sadece kolunda ufak bir ısırıkla bunu atlattı.Ama sopa yanlışlıkla duvara geldi ve yukarıdaki dev kayalardan sesler gelmeye başladı.Enes hızlı bir şekilde koşmaya başladı.Neredeyse uçacaktı.Ama yılan kolunu soktuğu  için koşarken bir anda yerde kaldı ve bayıldı.Hiç kimsenin birbirinden haberi yoktu.Eren labirentte başka bir yol buldu.Oradan ilerledi.Sağına baktığında Enes'i baygın bir şekilde yerde yatarken buldu.Yanına gitti ve uyanmasını bekledi.Aklına Enes'in kolundaki zehirli kanı ağzına çekip yere tükürmek geldi.Yapmaya başladı.Enes çok sürmeden öksürerek uyandı.Eren Enes'e iyi olup olmadığını sordu.Enes,midem bulanıyor,dedi.Sonra ayağa kalktılar ve biraz beklediler.Bu arada Efe yoluna devam ederken elindeki bulduğu garip cismi inceliyordu.Bu bir kristal olabilir diye düşünürken arkasından ayak ve nefes alma sesleri geliyordu.Hemen bir kayanın arkasına saklandı.Sopasını eline aldı ve bekledi.Yavaş yavaş karanlıktan yüzü görünmeye başladı.Efe hemen atlayıp,sakın kımıldama,dedi.Aslında o gelen kişi Esin'di.Efe rahatladı.

Efe:
-Esin burada ne işin var sen dışarda değilmiydin.
Esin:
-Dışarda korktum.
Efe:
-Ama içeri girerken yine korktuydun.
Esin:
-Olsun.
Efe:
-Tamam o zaman demek geldin benim yanımda kal uzaklaşma.
Esin:
-Tamam uzaklaşmam.

Almina hala yürüyordu.Etraf çok karanlıktı.Bu yüzden yere eğildi ve çantasını açtı.Feneri aldı ve yoluna devam etti.Almina yukarı baktığında sivri kayaları görüyordu.Biraz irkildi.Bu işe neden giriştiğimiz hakkında kendi kendine söylenmeye başladı.
Ayrıca Eren ve Enes yola koyulmuştu.Ama yollarında bir uçurumla karşılaştılar.Biraz sinirlendiler.Çünkü sürekli zorluklar vardı.Enes,çantamda bir paraşüt var,dedi.Eren,ama sen daha henüz iyileşmedin bunu kullanamazsın,dedi.Enes kullanmakta ısrar etti.Zaten paraşütünde yırtıklar vardı.Enes atlamakta kararlıydı.Eren Enes'e,dur,dedi.Enes aşağı atladı.Eren bir anda korktu ve Enes'in kıyafetinden tuttu.Enes Eren'den ağırdı.Bu nedenle Eren aşağı doğru kaymaya başladı.Tam düşecekken bir kayaya tutundu.Yatay bir şekilde sivri bir kayaydı bu.Ama çok zorlanıyordu ve de korkuyordu.Enes daha kendine gelmemişti.Durumun farkında bile değildi.Sonra etrafa baktı ve ''Ben neredeyim?''dedi.Aşağıya baktı ve bağırdı.Bu sesten bütün yarasalar uçuşmaya başladı.
Esin ve Efe hala yürüyordu.
Esin:
-Sesi duydun mu?
Efe:
-Hangi sesi?
Esin:
-Bağırma gibi bir ses ya da çığlık.
Efe:
-Hayır.Korkmana gerek yok yanımdan ayrılma.
Esin:
-Tamam

Efe arkasına baktı ve Esin'in olmadığını gördü.Ne kadar hızlı ortadan kayboldu.Efe endişelenmeye başladı.Feneri her tarafa tuttu,Esin,diye bağırdı.Ama hiçbir ses yoktu.Etrafı biraz daha araştırmaya başladı.
Esin Efe'yi dinlemeyip yanından ayrılmıştı.Ama tek korkuyordu.Hızlı hızlı yürümeye başladı.Bir anda durdu.Orada bir el gördü.Oraya yaklaştı ve o elin Eren'in eli olduğunu gördü.Eren'in Enes'i tuttuğunu gördü ve zorlanıyordu.Esin hemen yardım etmeye çalıştı.Eren'i bütün gücüyle çekti.Eren kendini yukarı çıkarmaya çalıştı.Eren yukarı çıktı derken Enes elinden kaydı ve aşağıya doğru hızla düştü.
Eren ve Esin:
-Enes...Enes...Enes...
Enes:
-...
Eren ve Esin Enes'ten cevap gelmeyince çok korktu.Eren bir anda irkildi.Esin ''Ne oldu?'' dedi.Eren,birşey olmadı,dedi.Oradan koşarak uzaklaştılar.Çok hızlıydılar.Şimşek gibiydiler.Sonunda Esin düştü ve dizini yaraladı.Ağlamaya başladı.Eren onu susturmaya çalıştı.
Eren:
-Ağlama.Yoksa benim başıma geldiği gibi kayalar yolumuzu kapar.
Esin ağlamaklı bir şekilde:
-Tamam.

Ayağa kalktılar.Esin biraz zor yürüyordu.Eren her an tetikte olmalıydı.Başlarına birşey gelmemeliydi.
Bu arada Almina'yı unutmayalım.Aramızda en rahat ilerleyen oydu.Çünkü başına pek fazla şey gelmedi.Yine de her şeye hazır olmalıydı.Kolay gözükürse gözüksün bir zorluğu olabilir.Almina yine ilerliyordu.Ama ayağında bir rahatsızlık vardı.Okun sıyırdığı yer ağrıyordu.Almina pantolonunun altından bir parça koparıp yarayı sardı.Sonra önünden sesler gelmeye başladı.Sonra en karanlık yere gidip orada saklandı.Üzerindeki kıyafet karanlıkta görülmesini zorlaştırıyordu.Aklından siyah bir eşya bulup üstünü kapamak geldi.Ama çok geçti.Orada bekledi.Acaba o ne diye baktı.Bu Almina'ya doğru gelmiyordu.Sağ tarafa gidiyordu.Yavaş yavaş ilerlemeye başladı.Orada bir değil iki kişi olduğunu gördü.Gizlenerek ilerledi.O iki kişi de arkalarından gelen sesler yüzünden korktu.Onlar da koşmaya başladı.Almina ne olduğunu anlayamadı.Yoluna devam etti.
Efe çaresizce yerde oturmuştu.Garip cismi incelemek için elini cebine soktu.Ama orada bir tane değil bir sürü cisim var gibiydi.Cebini boşalttı.O garip cismin boyunda 25 tane daha olmuştu.Bu nasıl olabilirdi ki?Efe de çok şaşırdı.Ne olduğunu anlayamadı ve cebine geri koydu.Ayağa kalktı.Etrafına baktı.Sol tarafına baktığında garip sesler duydu.Yine saklandı.Yavaşça ilerledi.Bunların bir değil iki kişi olduğunu gördü.Sola doğru gidiyorlardı.Çok merak etti.Arkalarından ilerledi.Önündeki iki kişi koşmaya başladı.Efe dayanamadı ve ''Durun,bekleyin'' diyerek koşmaya başladı.Sonunda onlara yetişti ve üzerlerine atladı.Onlara baktı.

Efe şaşkın bir şekilde:
-Eren,Esin siz misiniz?
O iki kişi yani Eren ve Esin:
-Evet biziz.
Efe:
-Oh...Bende korkmuştum.Burada ne işiniz var?
Eren ve Esin hızlıca nefes alıp vererek korkulu bir şekilde:
-Enes uçurumdan düştü ve galiba öldü.Bizde çok korktuk ve ko...
Efe sözü yarıda kesip:
-Ne Enes mi öldü?
Eren ve Esin:
-Yani biz öyle düşünüyoruz ordan nasıl kurtulabilir ki?
Efe:
-As...

Efe tam sözünü söylemekteyken arkalarından bir ses geldi.Herkes bir tarafa gitti.Sonra bir baktılar bu gelen Almina.
Efe:
-Anlamıştım zaten.
Almina:
-İki tane kişi gördüm.Galiba insan.
Efe:
-Evet.Onlar Eren ve Esin.
Almina:
-Bende korkmuştum.Bunların ne olduğunu anlamadım.
Esin:
-Aaa...Bakın hepimiz bir araya geldik.
Almina:
-Esin dışarda değilmiydi?
Efe ve Eren:
-Çok uzun hikaye sana yolda anlatırız zamanımız yeterse.
Efe:
-Dur.Esin'in dizine ne oldu?
Eren:
-Düştü.Sonra dizi yaralandı.Önemli değil.
Efe:
-Tamam soru sorarak zamanımızı yemeyelim.Eve dönebilirsek bunu konuşuruz.Ama şu an en önemli so...
Esin:
-Bu arada Enes uçurumdan düştü.Öldü galiba.
Efe:
-Bir kere de benim lafımı kesmeseniz olmaz mı?
Almina:
-Enes mi öldü?
Efe:
-Evde bunları konuşuruz dedimya.Tabi gidebilirsek.Yani bizim asıl yapmamız gereken.Amacımıza ulaşmaya çalışmak.Buraya niçin geldik?Biz araştırmak için geldik.İlk amacımız araştırmak,olmazsa eve dönmek ve asla birini arkamızda bırakmayacağız.Ama Enes'e ne olduğunu bilmiyorum.Buradan kurtulmalıyız ve ayrıca bir cisim buldum bunu sizinle paylaşacağım.
 
Efe cismi cebinden alıp çantasına koymuştu.Çünkü çok fazla vardı.Bir anda bütün hepsi döküldü ve sayılamayacak kadar çok vardı.Herkes hayranlık içinde baktı.Efe ''Bunu yerde buldum.Harika değil mi?''dedi.''İsterseniz herkesin çantasına eşit olarak koyalım çünkü böyle devam ederse ben çantamı taşıyamayacağım.Zaten az kalsın cebim yırtılacaktı.''dedi.Herkes eşit olarak aldı.Esin nedense orada bayıldı.Onu taşımak zorunda kaldık.Enes'in düştüğü yeri bilen tek kişi Eren kalmıştı.Eren'e sorduk.
 
Eren:
-Tam hatırlamıyorum.Çünkü çok korkmuştuk hemen koştuk.Ama galiba biraz tarif edebilirim.Belki yolu buluruz.Ama Enes'i bulsak ne olacak?
Efe:
-Hiçkimseyi arkamızda bırakmayacağız.Belki ölmedi.
 

Yürümeye başladılar.Hatta koştular.Birkaç dakika sürdü.Enes'in düştüğü yeri buldular.
Efe:
-Çantamdaki ipi alın ve beni aşağıya sarkıtın.
Eren:
-Hayır.
Efe:
-Ne?
Eren:
-Hayır.Çünkü ölebilirsin.
Efe:
-Riski göze almalıyız.
Esin:
-Ben ipi çıkardım.
Efe:
-Esin sen Eren'in yanına git ve onu sakinleştir.Almina sen ipi tut ve beni aşağıya sarkıt.Esin beni tutamaz.
Almina:
-Bence bu fikirden vazgeçmeliyiz.Polislere haber verelim.Zaten buradan düştüyse kurtulamaz.Bu görev bizim değil.
Efe:
-Burada bir sürü madenci ölmedi mi?
Almina:
-Evet.
Efe:
-Buradan kimse canlı çıkamamış.Biz bunu başaracağız.
Almina:
-Tamam
 
 
 
 
 
 
Sonra Efe'nin beline ipi bağladılar ve aşağıya sarkıttılar.Efe Almina'ya ne yapacağını söylüyordu.
Efe:
-Biraz daha sarkıt.
Almina:
-Sarkıtıyorum
Efe:
-Tamam.Durabilirsin.
Almina:
-Durdurdum.
Almina biraz daha aşağı sarkıtırken ip koptu ve yukardaki herkes endişelendi.
Efe:
-Aaaaaaaaaaaaa
diye bağırıyordu ve sesi yankılanıyordu.
Sonra bir anda ses kesildi.En son ses Efe'nin çığlığı oldu.Eren korkudan neredeyse bayılacaktı.Esin Eren'i düzeltmeye çalıştı.
Eren:
-Hemen beni de aşağıya indirin.
Almina:
-Hayır Eren olmaz.
Eren:
-Hayır beni de aşağı sarkıt.Çabuk...
Almina:
-...
Eren:
-...
Almina:
-Eeee...Peki tamam.
Eren hızlıca ipi beline doladı ve aşağıya inmeye başladı.Aşağı inince Efe'yi Enes'in ölü bedeninin yanında gördü.Hemen yanlarına gitti.
Eren:
-Hadi hemen yukarı çıkalım.Almina iki tane ip sarkıttı onlarla bizi yukarı çekecek.
Efe:
-Bir ip daha yollasın.
Eren:
-Neden?
Efe:
-Dediğimi yap.
Eren:
-Ama ben daha haber veremem.Nasıl verebilirim?
Efe:
-Düşünmelisin
Eren:
-Senin sırtında çantan olduğu için ipin yırtıldı ve düştün değil mi?
Efe:
-Evet.
Eren:
-Kağıt ve kalem var mı?
Efe:
-Senin amacını anladım.Ama sadece kağıt var.
Eren:
-Hmmm...Buldum.Şuradaki siyah taşı kullanıp bir ip daha yollamasını söyleyeceğim.
Efe:
-Aferin.İyi fikir.
Eren hemen yazdı ve ipe bağladı.İpi aşağı çekip bıraktı.Almina bunu görünce ipi çekti ve onların geleceğini düşündü.Ama ip çok hafif olduğu için Almina bizim öldüğümüzü ve gelemeyeceğimizi düşündü.Yine de çekti ve kağıt geldi.Üzerinde ''Bize bir ip daha yolla üç tane ipe ihtiyacımız var''yazıyordu.Almina galiba Enes'in ölmediğini düşündü.Ama buradan düştüğü halde nasıl ölmediğini de merak ediyordu.Neden istediklerini anlamadı.İpleri aşağı saldı.Efe Enes'i ipe bağladı.Eren ve Efe de kendileri ipe tutunup yukarı doğru çıkıyorlardı.Almina çekerken bir anda Enes'in ölü bedenini görünce korktu ve ipler elinden kaydi.Ama neyseki Esin vardı.İpleri tuttu ve beraber çektiler.Enes'in etrafını örtü ile kapadık ve sakladık.Artık gereken tek şey buradan çıkmaktı.
Eren:
-Benim çantamda katlanabilir büyük bir çanta var.Enes bile içine sığar.Enes'i ona koyalım.
Enes'i hep birlikte içine koyduk.Yola devam ettik.Eren'in gittiği yoldan gidemezdik.Çünkü yol kapanmıştı.Almina'nın yolunda ise oklar vardı.Enes'in yolunda ne olduğunu bilmiyorduk.Biz de Efe'nin yolundan gittik.Bu arada çantalarımız ağırlaşıyordu.Efe'nin bulduğu cisim sürekli hızlı bir şekilde çoğalıyordu.Yolda yürürken Enes'in gittiği yoldan gidebileceğimizi de söyleyince Eren Enes'in orada zehirlendiğini söyledi.Konu çabucak kapandı.Önlerine baktılar ve o da ne?Bir ışık.


Eren:
-Öldük mü?Bence hepimiz öldük.
Esin:
-Bence biz rüya görüyoruz.
Efe:
-Saçmalama
Almina:
-Önemli değil buradan çıkmalıyız.
Esin koşmaya başladı.Ama aslında bu bir tuzakmış.Esin koştuğu için arkadan bazı kayalar kapıların üstten kapanması gibi düşüyordu.Biz koşunca daha hızlı oluyordu.Kapanarak belki hem önümüzü hem arkamızı kapayıp bizim bütün gidiş yollarımızı kapayabilirdi.Kazmamız vardı.Ama oksijen yetmezdi.Çünkü kırıp buradan çıkmamız 2 ay sürerdi.Oranın kapanmasına göre yürüdük ve buradan çıkmaya çalıştık.En sonuncu kapanırken altından geçtik.Ama Almina'nın ayağı orada kaldı.Ayağına çok kuvvet uygulanıyordu.Acıdan ölecekti.Sürekli bağırdı.Eren ve Efe birbirine yapışık kayaları yukarı iterken Esin de Almina'yı çekiyordu.Son güçleriyle ittiler.Kayalar yukarı çıktı ve Esin hemen Almina'yı çektiği gibi kayalar düştü.Şimdilik kurtulduk.Eren güneş yüzü gördüğü için sevinçten havalara uçtu ve ayrıca buradan kurtulan ilk kişiler olduk.Tabi beş kişi gittik dört kişi kaldık.Ama Enes'i iyileştirebiliriz.Eren ve Esin eve gittiler.Almina ile Efe,Enes'i hastaneye götürdü.Doktor hemen Enes'i ameliyata aldı.Bizim eve gitmemiz istendi.Bir olay olduğu zaman bize haber vereceklerdi.Efe ve Almina eve geldiklerinde Eren'i akşam haberlerini dinlerken gördüler.Esin de kendi kendine bozuk paralarla oynuyordu.Bir anda herkes televizyona baktı.Sunucu Enes'in haberini yayınlıyordu.
Sunucu:
-Enes isimli kişi şu anda hastanede.Durumu pek iyi değil.Her şeye hazır olunmalı.Beş hafta hastanede duracağı söyleniyor.Daha da fazla olabilir.
 

Eren televizyonu kapattı.Odasına doğru gitti.Efe,Almina ve Esin oturup yemek yediler.Esin koltuğa doğru oturdu.Sonra yana düştü.Efe ve Almina baktıklarında Esin uyumuştu.Almina da uyumaya gitti.Efe,Esin'i yerden kaldırmaya çalıştı.Ama yapamadı.O da uyumaya gitti.Sabah oldu.Eren'in çalar saati yine ötmeye başladı.Eren esneyerek kalktı ve kendine gelmeyi bekledi.
Esin başını kaldırdı:
-Neredeyim ben?Herkes nerede?
Eren tam o anda aşağıya indi.Akşam yemek yemediği için acıkmıştı.Hemen peynir,domates,zeytini dolaptan aldı.Kendine bir mısır gevreği koydu.Her şeyi hazırladı.Eren tam yiyecekken koltuğun oradan bir ses geldi.Oraya yavaşça ilerledi ve baktığında Esin'in tekrar uyuduğunu gördü.Uyuyunca başını zemine çarpmış.Eren yemeğe geri döndü.Almina da aşağıya indi.Esin uyandı.Birlikte koltuğa oturdular.Eren'in yemek yediğini görünce yanına gittiler ve onlar da yemek yemeye başladı.Eren neredeyse kaseyi yiyecekti.Ama aralarında Efe yoktu.
Esin:
-Efe nerede?
Eren:
-Odasındadır.
Almina:
-Hayır odasında yoktu.Bende burada sanmıştım.
Esin:
-Galiba tuvalette.
Eren:
-Ama tuvaletin ışığı kapalı.
Herkes yemeğini bitirdi.Esin tuvalete gitti.Eren ve Almina belki Efe evde saklanmıştır diye aramaya başladılar.
Esin aşağıya gelerek ''Efe tuvalette yoktu.'' dedi.Eren,tamam,dedi ve aramaya devam etti.Aradılar ama bulamadılar.Hala devam ederlerken Esin aramayı bıraktı.Efe'nin telefonunu gördü.Oyun oynamak istedi.Ama telefonun şifresini bilmiyordu.Eren ve Almina yanına gittiler.
Almina:
-Arama kayıtlarına bak.Belki biri aramıştır.O yüzden gitmiştir.
Eren:
-Ben bakarım.Zaten şifreyi biliyorum.
Orada bir numara buldu.Ne olduğunu bilmiyorlardı.Numarayı aradılar ve konuştular.Dışarı çıktılar ve adamın söylediği adrese geldiler.Adresin yeri bir mezarlıktı.Efe'yi orada gördüler.Ne olduğunu sordular.Efe,Enes hastanede ölmüş ve beni sabah aradılar,dedi.
Eren:
-Şuradaki gömülen Enes mi?
Efe:
-Evet.O Enes.
Her şey bittikten sonra herkes eve döndü.Hayatları böyle devam etti.

-SON-



UMUT HALA VAR MI?
Bir gün ,Enes’in ölüşünden 2 ay kadar sonra,Eren gece korkuyla uyandı.Herkes uyuyordu.Eren etrafına bakınmaya başladı.Odasından çıkıp Efe’nin yanına gitti.Efe uyuyordu.Eren onu uyandırmak zorunda kaldı.Eren,hadi uyan,dedikçe Efe mırıldanıp susuyordu.Eren en son başardı.
Efe:
-Ne oldu Eren bu saatte?
Eren:
-Çok korkunç bir rüya gördüm.
Efe:
-Bunun için mi uyandırdın beni?
Eren:
-Anlatmamı istemiyor musun?
Efe:
-Peki anlat dinliyorum.
Eren:
-Rüyamda ilk başta Enes geliyordu.O öldü ama rüyamda turp gibiydi.Sonra birden yüzü çürüdü bana doğru korkunç korkunç baktı.Birden bağırdı.Üzerime saldırdı.Ama daha ilerisini hatırlamıyorum.Çok  korkunçtu.
Efe:
-Şimdi uyu da sabah bunu konuşuruz.
Eren:
-Yanında uyuyabilir miyim?
Efe kısık bir sesle:
-Evet.Nasıl istersen.
dedi ve Eren yattığı gibi uyudu.Sabah olduğunda herkes uyandı.Elini  yüzünü yıkamak , yemek yemek gibi her şey yapıldı.Eren rüyasını anlatmak için sabırsızlanıyordu.
Almina:
-Eren sorunun nedir?
Esin:
-Bize bir şey mi söyleyecektin?
Efe:
-Evet Eren söyle.
Eren:
-Gece rüya gördüm.
Almina:
-Ne gördün peki?
Eren:
-Enes vardı.O öldü ama rüyamda turp gibiydi.İlk başta geldi yanıma oturdu.Ama sonra yüzü çürüdü.Bana doğru baktı.Bağırmaya ve bana saldırmaya başladı.
Esin:
-Vaycanına
Efe:
-Sizce ne yapmamız gerekiyor?
Almina ve Esin beraber:
-Hiçbir şey.
Efe:
-Enes sana bir şey anlatmaya çalışıyor gibi miydi?
Eren:
-Sanmam.
Bugünü bu konuyla geçirdiler.Ne dışarı çıktılar ne koltuktan kalktılar.Akşam olmuştu.
Eren:
-Ben çok yorgunum.
dedi ve içeri gitti.
Herkes birden:
-Ben de öyle.
dedikten sonra odalarına gittiler.
Eren uyurken sesler çıkarıyordu:
-Hayır.Hayır.Enes.
Soluk soluğa uyandı.Her zamanki gibi Efe’nin yanına gitti.Rüyasını anlatmaya başladı.
Eren:
-Enes kapının arkasındaydı.Kapının orta bölümünün az üstünde küçük kare bir cam vardı.Oradan bana bakıyordu.Hatta cama vuruyordu.Sanki zor durumda.Sanki işkence ediliyor.Sanki yardım bekliyor.Sanki…
Efe:
-Peki anladım bu kadar yeter.Burada yatabilirsin
Eren:
-Sağol.
dedikten sonra uyumaya çalıştı.Ama uyuyamıyordu.Bu durum onu huzursuz ediyordu.
Kendi kendine düşünmeye başladı:
-Acaba Enes yaşıyor mu?Ama o öldü.Yaşaması imkansız.Onu görmüştüm.
En sonunda düşünmekten başı ağırdı ve sakince uyumaya çalıştı.Sabah olduğunda her zamanki gibi herkes uyandı.Ama Eren çok erkenden uyanmıştı.Diğerlerinin uyanmasını beklemişti.Herkes yüzünü yıkayıp içeri geçince konuşmaya başladılar.
Efe:
-Eren ne kadar erken kalktın sen?
Eren:
-İki buçuk saat önce uyanmıştım.
Almina:
-Neden öyle erken uyandın
Eren:
-Gece gördüğüm rüya yüzünden.
Efe:
-Bana gece anlattığın mı?
Eren:
-Evet.
Esin:
-Ne  oldu ki?
Eren:
-O gördüğüm rüyayı aynı şekilde uyuyunca yine gördüm.Erkenden uyandım.Yine öyle bir rüya görmemek için de uyumadım ve sizin uyanmanızı bekledim.
Almina:
-Bence yemek yiyebiliriz?
Esin:
-Haklısın çok açım ben
Yemeği yerken bile o rüya Eren’in aklından gitmiyordu.Birkaç gün böyle hiçbir aktiviteye katılmadı.Sadece boşluğa baktı ve kara kara düşündü.Herkes Eren için üzülüyordu çünkü artık eski Eren yoktu.Onu hiç böyle görmemişlerdi.En sonunda dayanamadılar.
Efe:
-Eren canını sıkan nedir?
Eren:
-Enes.
Esin:
-O öldü.Artık onu unutmalısın.
Almina:
-Kimse kimseyi unutmayacak ama Esin’in dediği de bir bakıma doğru.
Efe:
-Ama bu zamanlarda fazla kötü oldun.
Almina:
-Bize katılıp aklını dağıtmalısın.
Eren:
-Belki de doğru söylüyorsunuz.
Esin:
-Tabi ki öyle.
Efe:
-Fikir sana kalmış ama bizi ciddiye al.
Eren:
-Peki öyle yaparım.
Esin:
-Öyle yapmalısın zaten.
Efe:
-Esin senin önemli işlerin yok muydu?Hani çalışacaktın?
Esin:
-Tamam gidiyorum.
Almina:
-Seni rahatlatmak için ne yapabiliriz Eren?
Eren:
-Yeniden Enes’in mezarına bakabiliriz.
Efe:
-Tamam.Gidelim o zaman.
Almina:
-Ben Esin’e gelmesini söyleyeceğim.
Efe:
-Tamam hazırlansın.Mezarlığa gidiyoruz.
Herkes hazırlandı.Mezarlığa doğru yola koyuldular.Eren hızlı hızlı ilerliyordu.Mezarlığa vardıklarında Enes’in mezarını aradılar.Eren koşa koşa ilerledi.En sonunda buldu.Herkesi oraya çağırdı.Dua ettiler.Sonra Eren bir şey fark etti.Mezar taşı çok kirli idi.Orada Enes’in ölüm tarihi,doğum tarihi,ismi vb. yazıyordu.Eren doğum tarihindeki günün olduğu yeri eliyle sildi.Sonra o kirli yerin arkasında sayı olduğu ortaya çıktı.Artık orada Enes’in doğum tarihi yazmıyordu.Aslında hiç yazmıyordu ama biz öyle sanıyorduk.
Eren:
-Galiba bu başka bir Enes Çınar.
Almina:
-Mümkün değil.Belki de bilerek orayı kapamışlardır.
Efe:
-Ama orayı kapatacaklarsa neden yazsınlar o rakamı ki?
Esin:
-Aslında doğru söylüyorsun.
Almina:
-Olay farklı yerlere gidecek gibi görünüyor.
Eren:
-Buldum!
Almina:
-Ne buldun?
Eren:
-Bence bize yanlış haber verdiler.Bu Enes Çınar farklı ve onlar yanlış Enes Çınar’ı söyledi.
Efe:
-Güzel düşünce.
Esin:
-Bence de öyle olabilir.
Almina:
-Ben hala size katılmıyorum
Efe:
-Neden?
Almina:
-Bence yanlış söylüyorsunuz.
Efe:
-Ama her dediğimiz mantıklı.
Eren:
-Bir sonuca ulaşmak için birlikte hareket etmeliyiz.
Almina:
-Ben kendi fikrimle hareket edeceğim.
dedi ve oradan uzaklaşmaya başladı.Diğerleri onun peşinden gitti.Almina’ya,bizi bekle,diyorlardı ama o kimseye kulak asmıyordu.Evlerine vardılar.Eve geldiklerinde Almina bir köşeye geçti ve kimse yokmuş gibi davrandı.Eren’’Ben odama gidiyorum.Biraz düşüneceğim.’’dediği gibi odasına fırladı.Kimse birbiriyle konuşmadı ve öylece oturdu.Birkaç saat sonra Eren’in durumuna bakmak için Efe Eren’in odasına gitti.Kapıya vurdu ama ses yok.Kapıyı açtı.İçerde Eren’in olmadığını gördü.Herkese haber verdi.Telaş içinde dışarı çıktılar.Eren’i koşarken gördüler.Efe hemen fırladı.Eren’i yakalamaya çalıştı.Esin de Efe’nin yanında koşuyordu.İki tarafa ayrıldılar ve Eren’in yolunu kestiler.Neden gittiğini sordukları halde Eren’den bir cevap alamadılar.Eve döndüler.Eren’in amacı Enes’i bulmaktı.Enes’i çok sevmese de o aramızdan biriydi.O gece Almina ve Esin uyumaya gittikten sonra Efe ve Eren gece kendi aralarında bir toplantı yaptılar.
Efe:
-Konu nedir Eren?
Eren:
-Enes.
Efe:
-Yine mi Enes?
Eren:
-Evet.
Efe:
-Ben sana güveniyorum Eren.Bir şey yapmak istiyorsan birlikte yaparız.
Eren:
-Enes’i kontrol etmek gibi mi?
Efe:
-Olabilir.
Eren:
-Bakalım mı?
Efe:
-Neye?
Eren:
-Enes’e
Efe:
-Eee…Tamam.
Eren:
-Enes’i bulunca haklı olduğumu anlayacaksınız.
Efe:
-Peki.Bulursak herkes senin haklı olduğunu anlar.
Eren:
-Tamam.Toplantı bitmiştir.
Efe esneyerek:
-Hadi hoşça kal.
dedi ve odasına gitti.Ondan sonra Eren de odasına doğru gitmeye başladı.Herkes uyudu.Eren rüya görüyordu.Rüyasında Eren çimenlik bir alanda koşuyordu.Sonra Enes’i gördü.Enes’e doğru giderken.Lavlar püskürmeye başladı.Yerler çatlıyordu.Eren Enes’e ‘’Hadi Enes çabuk gel.’’ Dediği halde Enes bekliyordu.En son Eren tek başına kaldı.Rüyası bitti ve sabaha karşı uyandı.Bugün herkes erkenden uyanmıştı.Odadan çıkarken Efe Eren’in yanına gitti ve ona ,Hazır mısın?, dedi.Eren de ,Her zaman, diyerek yanıt verdi.Herkes içeri geçti ve yemeklerini yediler.Almina ve Esin televizyon seyrediyordu.Eren kapıyı açtı.Efe’ye ,Hadi, dedi.Efe de yanına gitti.Sessizce kapıyı kapatıp çıktılar.Geziyor gibi yürümeye başladılar.
Eren:
-Enes’in hastanesi nerede?
Efe:
-Biraz ileride solda.
Eren:
-Tamam ama biraz hızlanalım.
dediği gibi koşmaya başladılar.Bu hastaneye girmek için ziyaret kartı gerekiyordu.Bu kartı sadece hastayı ilk getirdiğinde alabiliyordun.Yani giriş yok.Efe ve Eren yeni fikirler düşünmeye çalıştılar.
Eren hafifçe Efe’ye döndü:
-Maceraya hazır mısın?
Efe biraz sırıtarak:
-Her zaman.
Eren:
-O zaman koş.
Efe:
-Tamam.
Eren:
-Binanın arkasında kimse bizi göremez çünkü denize bakıyor zaten.Buradan tırmanalım.Ama sakın camdan içeriye gözükme yoksa bizi suikastçı sanarlar.
Efe:
-Tamam tamam anladım.
dedi gülerek.Ellerini binaya koydular.
Efe:
-Bu işin sonu kötü bitecek Eren.
Eren:
-Korkma.Sadece sekizinci kata çıkacağız.
Efe yukarı doğru baktı.
Efe:
-Yukarı bakınca çok yüksek göründü.
Eren:
-Göründüğü kadar yüksek değildir.
dedi ve tırmanmaya başladı.Efe sonradan Eren’i görünce ayağını da attı ve başladı tırmanmaya.Rüzgar fırtına gibi esiyordu.
Efe:
-Eren dikkatli ol yoksa buradan düşeceğiz.
Eren:
-Ne dedin?Duyamadım çok rüzgar var.
Efe:
-Boşver.Az laf çok iş.
Eren:
-Yine anlamadım.
Efe:
-Eğer bir şey olursa seni affetmeyeceğim.
Eren:
-Üfff…Suç benim değil ama.
Efe:
-Bunu nasıl duydun?
Eren:
-Şans eseri.
Efe:
-Hadi.Tırmanmaya devam.
Yukarı çıkarken Efe’nin ayağı kaydı.Eli boşta kaldı.Ayağı da bir çıkıntıya takıldı.
Efe:
-Eren her an düşebilirim.
Eren:
-Tamam.Yardım edeceğim.
Efe:
-Ben yukarı çıkarım.Sen git Enes’i bul.
Eren:
-Ama durumun çok kötü.
Efe:
-Aslında yardım iyi olur.
Eren hızlı hızlı yukarı kaldırdı.Sonra tırmanmaya devam ettiler.Dengelerini sağlamakta zorlanıyorlardı.En sonunda sekizinci kata ulaştılar.Kafalarını az kaldırıp baktılar.
Efe:
-Nasıl gireceğiz şimdi.
Eren:
-Cam kapalı mı?
Efe:
-Evet.
Eren:
-O zaman işimiz zor.
Efe:
-İçerisi tamamen dolu.
Eren:
-Biri geliyor eğil.
Efe:
-Camı açıyor.
Eren:
-Evet.Cam açıldı.
Efe:
-Yana geç Eren adam tükürecek.
Eren:
-Ne dedin?
diyene kadar adam kafasına tükürdü.
Eren:
-Neyse en azından camı açık unuttu.
Efe:
-Hadi kimse görmeden içeri.
Yavaş yavaş içeri girdiler.İçeri girdiklerinde gizli gizli girdiklerini belli bile etmediler.Bir görevliye yaklaştılar.
Efe:
-Enes Çınar nerede biliyor musunuz?
Görevli kişi:
-Kartınız var mıydı?
Eren:
-Aşağıda biz görevli bir arkadaşa verdik kartları.
Görevli kişi:
-Peki.Ben Enes Çınar nerede bir bakarım sonra size bildiririm.
Efe:
-Teşekkür ederiz.
Biraz bekledikten sonra adam geldi.
Görevli kişi:
-İsterseniz gelin bir göz atalım.
Gittiler.
Görevli kişi:
-Gördüğünüz gibi Enes Çınar öldü olarak kayıtlardan çıkarılmış.
Efe:
-Durun bir dakika.
Eren:
-Ne oldu?
Efe:
-Şu anda hastane tamamen dolu.Hastaya yer yok.
Görevli kişi:
-Evet öyle.
Efe:
-Bu hastane 1000 hastaya yer veriyor.
Görevli kişi:
-Aynen öyle.
Efe:
-Ama burada 999 hasta görünüyor.
Adam mırıldanmaya başladı:
-Eeeee…Hmmm…Şey.Ben sizi yetkili kişiye yollarım.O size açıklar.
Eren:
-Hayır önemli değil.
Efe:
-Hadi biz gidelim.
Yavaş yavaş yürümeye başladılar.
Efe:
-Bir fikrim var.
Eren:
-Ben hiçbir şey anlamadım.
Efe:
-Anlatacağım.
Eren:
-Tamam.
Efe:
-Bence Enes’i burada esir almışlar ve ölmediği halde buradan silmişler ve öldü yazısı yok.
Eren:
-Bence saçma.Neden böyle bir şey yapsınlar.Daha mantıklı şeyler düşünmeliyiz.Geçerli sebepleri yok.
Efe:
-Haklı olabilirsin.
Eren:
-Bu bir fikir.
Efe:
-Dur bir dakika.
Eren:
-N’oldu?
Efe:
-Morg’a bakmaya ne dersin.
Eren:
-Hayır.
Efe:
-Ama Enes orada olabilir.
Eren:
-Kimse yok sen gir.Ben nöbet tutarım.
Efe:
-Olur.
İçeri girdi.İlerlemeye başladı.Çok soğuktu.Herkese tek tek baktı.Orada bir de ne gördü?O Enes mi?Yanına yaklaştı.Eğildi.Kafasını tuttu.
Enes çok sessizce dediği çoğu şey anlaşılmadan:
-B..i n..e. ku….m…..z?
Efe Enes’i kurtarmaya çalıştı.Onu taşıdı.Eren’den yardım istedi.Kimse görmeden onu götürmeye çalıştılar.Yangın merdivenini kullandılar.Sonunda başardılar.Enes’i eve kadar taşıdılar.Ateş yakıp önüne koydular.Enes ısınmaya başladı.En sonunda gözlerini açtı.Herkes de Eren’in haklı olduğunu anladı.
 
 
-SON-

 

Benim Amacım İnsanlığı Kurtarmak


 Dünya tamamen taş ve toprak olmuştu.Eski şehirden eser yoktu.Yaşam belirtisi yoktu derken kayaların arasında bir hareketlenme...Bağırıyordu.Yardım istiyordu.
O sesi birisi duydu ve o da Almina'ydı.''Yardım için geldim.''dedi.Onu çıkarmaya çalıştı.Küçük taşları kenara fırlattı.Elini yukarı uzatmasını istedi.Zar zor da 
olsa kayaların arasından bir el çıktı.Toz içinde bir el...Derisi parçalanmıştı.Almina eli tuttuğu gibi çekti ve başarıyla sonuçlandı.''Esin...Bu sen misin?''dedi Almina.
Esin evet dercesine başını salladı.''Elindeki ne?'' diye sordu Almina.''Bir kitap.''dedi.Esin'in elinden kitabı aldı ve okumaya başladı.
 Kitabın bir başlığı yoktu.Kitap şöyle idi:''Merhaba, eğer bunu okuyan biri varsa ne mutlu bana.Bu kitabı yazma gereği duydum çünkü burda yazacağım şeyler herkes
tarafından bilinmeli.Şu an şehrin en yüksek binasının,bu bina 1000 katlı,513.katındayım.Daha çok yolum var zafer için.Bu bina eskiden iyi işler için kullanılırdı ve
çok da gösterişliydi.Şimdi ise durum öyle değil.Kafama örümcek ağı değdiğini hissediyorum diyemem çünkü örümcek bile kalmadı ama şöyle diyebilirim kafama bilmediğim
bir sıvının damladığını hissediyorum bunu yazarken.Bunu rahat rahat yazamıyorum zaten.Burada uzun süre kalamam sürekli hareket halinde olmalıyım.Bir sırt çantam var
2 gözlü.Alt gözüne bu günlük gibi şeyi koyuyorum ve artık yazacağım gibi görünüyor.Burada çok güzel şeyler yiyemiyorum.Çiğneyebileceğim ve yiyebileceğim her ne
varsa onlarla besleniyorum.Güzel bir şey değil.Bu binaya 3 yıl önce girdim.Peki neden girdim?Şimdi size o hikayeyi anlatayım.Ö...Yazım yarıda kaldı.Dediğim gibi
burda pek rahat değilim.Şimdi anlatabilirim.Bu hale nasıl geldim? Önceden böyle değildi.Biz 5 kişiydik.Onların yaşayıp yaşamadığını bile bilmiyorum.Her şey basitçe
başladı.Sokakta yürüyordum.Bir anda her taraf gölge oldu hava karardı.Haliyle herkes havaya baktı.Rengarenk ışıklar etrafa saçılıyordu.Çok güzel değil mi? Ama aslında
öyle değil.Gökyüzü uçan dairelerle dolmuştu.Dikkatimiz havadayken bir anda karşı sokaktaki bina -yanılmıyorsam 4. katı- patladı.İyi ki evde kimse oturmuyordu.
İşte o günden sonra her şey değişti.Onlar uzaylılardı.Hepimizi bir bir yakaladılar.Kazı işinde uğraştırdılar bizi.Madenleri istiyorlar.Bazılarını alıyorlardı ve daha
geri göndermiyorlardı.Ne yaptıklarını bilmiyorum.Amaçları kesinlikle sömürmekti.Bu böylece devam etti.Ama bir gün dayanamadık.Ayaklanma çıktı.Biz onu ''Orçun
Şentombak Ayaklanması'' olarak adlandırıyoruz.Ben de ayaklanmaya katıldım.Cesurca savaştık.Çok kayıp verdik.Onların teknolojisine karşı gelmek imkansızdı.Bu arada
size uzaylıları tanıtmadım değil mi? Onlar çok çirkinler.Burunları yoktu.Kafaları yukarı doğru uzuyordu ve genişliyordu.Gözleri simsiyahtı.Yüzlerinde dikey kırmızı
bir çizgi vardı.Tırnakları bize göre uzun ama çok da değil.İşte böyleler.Evet, ne demiştik? Onların teknolojisine karşı gelmek imkansızdı.Biz taş ve sopayla onlara
karşı gelemezdik.Saçma bir umudumuz vardı.Artık araştırmaya karar verdim.Onları nasıl yenebilirdik? Nasıl olacağını işte o gün öğrendim.Arkadaşımda değişimler oldu.
Sebebini araştırdım.Bu zamanla herkeste oldu.Dünya'ya bir şeyler oluyordu.Uzaylı yaklaşıyor dikkatli olmalıyım.Yazmaya devam edeceğim.Şu anda 515.kattayım.Amacım en
üst kata çıkmak.Peki neden? Uzaylılar Dünya'daki bir maddeyi orada hapsettiler.Çünkü o madde Dünya'da bulunduğu sürece yaşayamayacaklardı.Benim de amacım bu maddeyi
serbest bırakmak.Benim amacım insanlığı kurtarmak.Bu binaya çıkmak için çok plan yaptım ve bu maddenin bizim geleceğimiz olduğu kanısına varmak için çok çalıştım.
İşte buradayım.Buraya tek başıma çıktım.Kimse bu binaya çıkmayı kabul etmedi.Her kat uzaylı dolu ve uzaylılar da bizim 2 mislimiz kadar.Tek hamlede beni öldürecek
güçteler.Şu anda 600.kattayım.Uzun zamandır yazamadım.Tam zamanını bilemiyorum.Hiç zamanım olmadı çok zor bir yolculuktu.Şu anda bir dolaptayım ve el feneri yardımıyla
bu kitabı yazıyorum.Dolaptan dışarıyı da göremiyorum.Sesleri iyi dinlemeliyim.Bu katta silah olduğu söylenirdi.Bulmaya çalışacağım.602.kattayım ve silah bulamadım.Ama
601.katta bir tane patates buldum.Bir odaya girdim.Duvarları çatlamış.Deney malzemeleri dolu.Asit yeri eritmiş.Orada bir insan var.Yoksa düşündüğüm gibi mi? Bu bir
insan deneyi.Uzaylılar bizim üzerimizde deney mi yapmak istiyorlar.V...Az önce bir uzaylı gördüm ve kaçtım.O insana yardım etmek isterdim.Canlı gibi görünüyordu.
Acı çekiyor gibiydi.Merdiven kırılmış.Üst kata nasıl çıkacağım? Şu an açık bir alandayım.Uzaylı gelmemesi için dua ediyorum.Kabul olmadı gibi görünüyor.Uzaylıların
gölgeleri görünüyor.Kitabı çantaya koyuyorum.Daha sonra yazarım.603.kata çıktım.Çok zordu.Orada beklerken yaklaşık 6 tane uzaylı beni fark etti ve ateş ettiler.Duvar
yıkıldı.Merdivene doğru koştum.Merdiven de kırıktı.Duvardaki kırığa atlayarak merdivene zıpladım.Orda adrenalin seviyesi tavan yapmıştı.Uzaylılar da yaklaşıyordu.
Tüm gücümle kendimi yukarı çektim.Bir kutu buldum.İçide birkaç tane tabanca vardı.Çok fazla mermi yoktu.Bir ara sayarım.Ama o anda işime en çok yarayan şey ateş ve
baruttu.İkisini kullandım ve uzaylılardan kurtuldum.Patlama içinde beni göremediler ve kaçtım.Onlara ne olduğunu bilmiyorum.605.kattayım ve 5 mermim var.604.katta
bir uzaylının beni elektrikli palayla kovalamasından başka hiçbir şey olmadı.Daha fazla uzaylı gelmemesini ümit ediyorum.610.kattayım.608.katta merdivenlerde bir
uzaylıyı merdivenlerden aşağı fırlattım.Yukarı çıkınca çok şanslıydım.Ölü bir uzaylı buldum.Bu benim için çok iyi bir şey.Ne olacağını düşünmeden yedim.Şu ana kadar
hiçbir şey olmadı.Devam ediyorum.Daha sonra yine yazarım.Şu anda 613.kattayım ve yazarken çok zorlanıyorum.O yüzden kısa keseceğim.Merdivenlerden çıkarken -hangi kat
olduğunu hatırlamıyorum- bir uzaylıyla karşılaştım.Uzaylıyı tabancayla kafasından vurdum ama hiçbir şey olmamış gibi bana doğru yürümeye devam etti.Sonra durdu.Lazer
tabancasıyla beni kolumdan vurdu.Hala canlı olduğumu görünce elindeki kesici bir aletle bana doğru yürümeye başladı.Kendimi zorladım ve bir kere daha ateş ettim ve o
anda yere yığıldı.O anki sevincimden bütün acımı unuttum.Yanına doğru gittim.Sol bacağından vurulmuştu.Kanı mavi renkteydi.Belki de kan değildir.3 mermim kaldı.Devam
etmeliyim.620.kattayım.Uzun zaman oldu.Kolum iyileşti.Çok olay olmadı.Neyse ben devam edeyim.Önümde uzun bir yol var ve karşılaşmamam gereken uzaylılar.Durun.Bir uzaylı
var.Sanırım ölü.Yerde yatıyor.Sol dizine batmış bir bıçak var.Düşündüğüm gibi galiba bunlar sol dizinden ölüyorlar.Bıçağı yanıma almalıyım.İşime yarayabilir.633.kattayım.
Son günlerde hızlı ilerliyordum.Ne dersiniz?Bu arada uzaylının tadı da güzelmiş.Uzaylılar buralarda hep ölmüşler.Daha canlı bir uzaylı göremedim.Hızlı ilerlememin sebebi
bu olmalı.Ben koşa koşa devam edeyim en iyisi.Uzun zaman oldu ve ben tam olarak 700.kattayım.Gerçekten pis kokuyor.Yine mi ölü uzaylı acaba?Sesler geliyor.Takip edeceğim.
Her şeye karşı ben yine kitabı çantaya koyuyorum.Olanları yazacağım.Şu an 701.kattayım ve önceki katta olanları size anlatayım.O sesi takip ettim.Kokunun sebebi uzaylılarmış.
Sesi takip ettikçe koku daha yoğun geliyordu.Bir cam veya pencere her neyse vardı.Eğildim ve yavaşça ilerledim.Kafamı kaldırıp pencereden baktım ya da cam ne derseniz işte.
Neyse ki beni görmediler.Uzaylılar oradaydı.Hemen eğildim.Sanırım 6 tanelerdi.Biraz hızlı oldu ve sayamadım.Çember oluşturmuşlardı.Konuşuyorlardı herhalde.Plan olabilir.
Sadece bir toplantı olabilir.Ama pek konuşmaya benzemiyordu.Belki de...Buldum.İnançları var mı ki?Taptıkları bir şey falan var mıdır?Bilemiyorum.Ben devam edeyim.702.kattayım.
Bir dolaptayım ve kendime bir yol arkadaşı buldum.Zor durumdaydı.Buraya çıkma fikrine tek ben sahibim sanıyordum.Demek ki başkaları da varmış.Aslında sıska ve kısa
boylu birisi ama hızlı koşuyor.Uzaylıdan kaçmak zorunda kaldık.Onu bulduğumda bayılmıştı ve olayın şokuyla bağırdı.Adı da Hilmi'ymiş.Neyse biz devam edelim.710.kattayım.
Bu arada size söylemedim ama Hilmi'de yeterince silah var.Korunabiliriz.Ama yiyeceğimiz yok.Böcek bile yok.Hiçbir şey bulamıyoruz.O da ne?Deney odası mı?Orada fare
bulabiliriz.İşte buna ziyafet derim.İçeri girelim.Biz arama yapalım daha sonra yazacağım.Odayı araştırdık ve düşündüğümüz gibi fareler bulduk.Çok sayıda bulduk.Çantamıza
doldurduk.Neredeyse 50 tane fare vardı.Çoğunu aldık ve çoğunu da yedik.Kıllı ama güzeldi.Şu anda tam olarak 750.kattayız.Bu aralar biraz zorlandım.Bazen uzaylılar oluyor
ama hiç zor duruma düşmedik.Fareler yeterince var.Silah var.Her şey tamam.Devam edelim.876.kattayız.Uzun zamandır yazmadım çünkü önemli şeyler olmadı.Boş şeyler yazmak
istemedim.Ama artık yazma ihtiyacı duydum.Çünkü elma bulduk.Biraz yenmiş biraz çürümüş olsa da ve taze olmasa da yenebilirdi.Biz de en iyi yapılacak şeyi yaptık.Yedik.
Şu anda 891.kattayız ve iyi gidiyoruz demek isterdim ama önceki katta biraz zorlandık.Hilmi'yle gidiyorduk ve çok rahattık.Demek ki o kadar rahat olmamak lazımmış.
Bir uzaylı bizi gördü.Ben hemen kaçtım ama Hilmi koşarken onu kolundan vurdu.İrice bir silahtı.Hilmi'nin kolu gitti.En iyi anlatım şekli bu olsa gerek.Kurtulduğumuzda
kolunu bezle sardım.İlk yardım işleri falan...Şu anda sol kolu yok ama sonuçta devam edebiliyoruz.980.kattayız.Çok yaklaştık.Zorlanmadık.Zorlandık ama çok zorlanmadık.
Daha sonra yazacağım.Eğer amacıma ulaşırsam bu kitap gerçekten iyi bir kitap olacak.998.kattayız.O da ne?Daha sonra yazacağım.Şu anda o maddeyi salmak için en üst kattayım
ama o kadar mutlu olamıyorum.Neden mi?Anlatayım.998.katta bizi bir uzaylı gördü ve peşimizden koşmaya başladı.Bir baktım ki üst kata merdiven yok.Tırmanarak çıkmalıydık.Zıpladık.
Hızlı hızlı çıktık.Ama uzaylı daha hızlıydı ve o sürede bize çok yakınlaştı.Adrenalinin etkisiyle öyle koşuyorduk ki düşeceğim diye de korkuyordum.Bir üst kata geçmek
ve izimizi kaybettirmek için koşuyorduk ama geldiğimizde yine merdiven yoktu ve üst taraf kapalı değildi yani teras gibiydi.Yine tırmanmak için atladık.Ayrıca o anda
da yukarıda UFO'lar vardı.Bizi vurmaya çalışıyorlardı.Tam atladığımız sırada uzaylı bıçağını çıkardı ve Hilmi'yi sırtından bıçakladı.Hilmi'ye baktım ve bana ,git, dedi.
Cebiden el bombasını çıkardı.Ölmeden önce orayı patlatacaktı ve yaptı da.Uzaylı onu birçok kez bıçakladı ve bomba patladığında ben yığınlar altında kaldım.Üst taraf
kapandığı için daha güvendeydim.İşte şu anda durumum bu.Önümde amacım duruyor.Bastığım anda dünya kurtulacak.Basıyorum.Ne olur ne olmaz ben bu kitabı çantaya koyayım.
Eğer hayattaysanız ve bu kitabı bulduysanız bilin ki oraya bastım.Eğer bastığım da yazıyorsa bilin ki ben de hayattayım.Düğmeye bastım.Gerçekten düşmeye bastım.Uzaylıların
kaçışını görebiliyorum.Dünya kurtuldu.Ben de kurtuldum.Şimdi size orda yaşananları anlatayım.Düğmeye bastım.O gazın yayılması için bir patlama gerekiyordu.Ben de içerideydim.
Kurtulma yolları aradım.Paraşütü çıkardım ama yırtıktı.O anda aşağı baktım ve başım döndü.Düşerken son anda tutundum.İşte o tutunduğum yerde gizli bir düğme olduğunu fark ettim.
Yere doğru merdiven oluştu.Koşa koşa indim.Biraz yaralandım ama hayattayım.Size iyi hayatlar.''
Esin:
-Yazarı kim?
Almina bir süre sessiz kaldı.''Bizim kurtarıcımız o.''diye mırıldandı.O kim, dedi Esin.Almina yüzüne Esin'e doğrulttu.O kişi Eren, dedi.Esin kitabı aldı.Bildiğimiz Eren
mi, dedi.Yazar'a baktı.''EREN GÜLEROĞLU'' yazıyordu.Esin etrafa bakınarak ''Eren'i bulmalıyız.'' dedi.Binanın oraya gittiler.Etrafa bakındılar.
Esin:
-İşte Eren orda.
Almina:
-Gidelim.
Yanına koştular.''İyi misin?'' dediler.Cevap veremedi.Bir şeyler söylemeye çalışıyordu.Ama söyleyemiyordu.Gözleri yavaşça kapandı.Esin kalbine baktı.Yavaşlıyor,dedi.
''Yavaşlayan ne?'' dedi Almina.Kalbi,diye cevap verdi.
Almina:
-Götürelim onu.
Esin:
-Diğerlerinin yanına mı?
Almina:
-Evet.
Esin:
-Nasıl taşıyacağız?
Almina:
-Beraber taşımalıyız.
Esin:
-Tamam.Zor olacak.
Eren'i taşıdılar.Diğer yaşayanların yanına götürdüler.Yeni bir yaşam başlamış oldu.İnsanlığı kurtarmıştı.Çünkü onun amacı insanlığı kurtarmaktı.

-SON-

Hakkımızda;  
   
Bugün 4621 ziyaretçikişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol